CEP TELEFONU BULUNAMADI
Huriye Helvacı ve oğlu Osman Yaşar Helvacı’nın cansız bedenleri tespit edildikten sonra, arama kurtarma ekipleri bölgede delil araştırma faaliyetlerine devam etti. Anne Huriye Helvacı’nın giysileri ve çantası, cesedinin bulunduğu yerden yaklaşık 25 metre mesafede ele geçirilirken, cep telefonuna henüz ulaşılmadı. Jandarma Arama Kurtarma birimleri, kayıp cep telefonunu bulma ve olası bir iz keşfetme amacıyla geniş bir alan üzerinde tarama ve araştırma gerçekleştirdi. Ancak, aramalar sırasında Huriye Helvacı’nın cep telefonu hâlâ bulunamadı. Bu arada, anne ve oğulun Ankara Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi işlemleri tamamlanarak, cenazeleri işlemlerinin ardından tekrar Kastamonu’ya götürüldü.
‘KURTLAR, KUŞLAR YER GİTME DEDİM’
Huriye Helvacı’nın 2 Kasım’da oğlu Osman Yaşar ile birlikte Bozkurt ilçe merkezindeki evinden ayrılıp, 16 kilometre mesafedeki Köseali köyüne vardığında tanıştığı Aysel Şahin, DHA’ya açıklamalarda bulundu. Aysel Şahin, Huriye Helvacı’yı köyde tanımadığını belirterek, “‘Hoş geldiniz, buraya buyurun’ dedim. ‘Kime geldiniz, nereye gidiyorsunuz’ diye merak ettim. Telefona bakıyordu, ‘bir dur’ dedi. Sonra yanıma geldi, burada bir böğürtlen toplayıp çocuğuna verdi. ‘Şifa olsun’ dedi, ‘helal et’ dedi. Ben de ‘helal olsun’ dedim. Oradan gitti, sonra çeşmeden su içti. ‘Bu yol nereye çıkıyor, Bozkurt’a mı gidiyor?’ diye sordu. ‘Hayır, burası Bozkurt’a gitmiyor. Nereden geldin?’ dedim, ‘Bozkurt’tan yürüyerek geldim’ yanıtını verdi. Ardından, yolda bir araç aldığını söyledi. ‘Sakın gitme, akşam ezanı okunacak’ dedim. ‘Biliyorum’ dedi. ‘İkindi namazı okundu, akşam namazına az kaldı’ dedim, ama o hiçbir şey söylemedi. Eğer bana ‘kayboldum, bana yardım et’ deseydi, ben muhtar çağırırdım. ‘Bozkurt’a gidemem; param yok, pulum yok’ diyebilirdi. Ama tekrar ‘Bozkurt’a gideceğim’ dedi. ‘Neyle gideceksin?’ dedim. ‘Yürüyerek’ dedi. ‘Bu saatte gidemezsin; kurtlar, kuşlar seni yer’ dedim. Ama dinlemedi, yola koyuldu. Sonra ‘yukarıda araba var’ dedi, ben de buna inandım. Panik ya da korku içinde görünmüyordu, oldukça sakin biriydi. Hala gözlerimin önünde, psikolojik durumunun bozuk olduğunu hissettim ama tam olarak anlayamadım. Keşke anlayabilseydim” ifadelerini kullandı.
‘ÖLÜ BULUNMALARI BİZİ ÇOK ÜZDÜ’
Köseali Köyü Muhtarı Hasan Keçeci, anne ve oğulun 2 Kasım’da saat 17.00 civarında köye geldiğini belirterek, “Burada kadınlar onu görüyor. Erkeklerden biri de cami imamı. Bu arada kadın kamera görüntülerinden kayboluyor. Ancak okuldan sonrasında görüntü alınamıyor. Ölü bulunmaları beni gerçekten derinden üzüyor. Burada görenler ‘Bu saatte bu çocukla gitmemek gerek. Bozkurt’un yolu burası değil, burası İnebolu’ya çıkar. Seni kurt, ayı parçalar’ diyorlar” şeklinde konuştu.
‘ORAYA NASIL İNDİLER ANLAMADIM’
Anne ve oğulun cansız bedenlerinin bulunmasına tanık olan köy sakinlerinden Hakkı Şahin, “Dron ile tespit edildi yerleri. Çocuk yüzüstü yatıyordu. Üzerini kapattılar. Oraya inmek gerçekten çok zor. Ben buna çok şaşırdım. Komutanlar da şaşırmıştı. Hakikaten oraya inmek zor, nasıl indiklerini anlamış değilim. Anneyi görmedim; o daha sonra bulundu. Mavi bir montu vardı. 50-60 metre yükseklikten düşmüştü” şeklinde ifadeler kullandı.
