Mikail KARAMAN-Ali Oğulcan ARSLAN/ANKARA, – MİLLİ Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Gelişen küresel şartlarda çocuklarımızı milli ve manevi değerleri benimseyen, ülkesinin bağımsızlığına ve egemenlik haklarına saygı gösteren, gerektiğinde vatanı için her türlü fedakarlığı yapabilecek bir nesil yetiştirmek zorundayız” açıklamasında bulundu.
24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri çerçevesinde Milli Eğitim Akademisi Başkanlığı tarafından Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nda ‘Demokrasi, İnsan Hakları ve Kardeşlik’ temalı ‘2’nci Maarif Kongresi’ gerçekleştirildi. Kongrenin onursal başkanlığını Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin üstlendi, başkanlık görevini ise Milli Eğitim Akademisi Başkanı Ali Fuat Arıcı yürüttü. Etkinlikte; demokrasi kültürü, insan haklarının eğitim üzerindeki etkileri, okulda barış ve kardeşliğin güçlendirilmesi gibi konular üzerine paneller ve oturumlar yapıldı.
‘BU YIL, ÇOK KRİTİK VE ÇOK ÖNEMLİ’
Bakan Tekin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlarken, “Bugün, geçen yıl başlatılan bir geleneği sürdürmek için toplandık. Türkiye’de ilk ‘Maarif Kongresi’, 1921 yılında düzenlendi. Bu yıl gerçekten kritik bir öneme sahip. Çünkü 1921, Kurtuluş Savaşı’nın en çetin dönemlerinden birisidir. Cumhuriyet’in kurucu ekipleri 1921 Anayasası’nı oluşturuyor. Dönemin toplumsal yapısını, Cumhuriyet sonrası sürece uygun bir şekilde inşa etme çalışmalarına begin veriyorlar. Eğitim, burada önemli bir yer tutuyor. Kurtuluş Savaşı’nı kazanmanın ardından, ülkenin bir daha işgal edilmemesi ve tüm vatandaşların vatanlarına sahip çıkabilmeleri için milli, yerli ve vatansever bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. Kurtuluş Savaşı’nı yürüten liderler, eğitimde bağımsızlık ile ilgili yapılması gerekenlerin önemini vurguluyor. Mustafa Kemal Paşa, kongreye katıldığında yaptığı konuşmada, ‘Bağımsızlık mücadelesinin sürekli olması için milli bir eğitim sistemi kurmalıyız’ ifadesini kullanmıştır” şeklinde konuştu.
‘MÜFREDATIMIZI REVİZE ETTİK’
Tekin, devlet algısının, egemenlik anlayışının ve uluslararası ilişkilerin dinamiklerinin dönüşüm gösterdiğini belirtirken, “Eğitim sistemimizi bu yeni duruma adapte etmezsek, çocuklarımızın vatan sevgisi azalabilir. Küreselleşme kavramı, gözle görülmeyen birçok tehdidi de beraberinde getiriyor. Bu nedenle 2024-2025 eğitim yılı için belirlediğimiz çerçeve, çocuklarımızın milli ve manevi değerlere bağlı bir şekilde yetişmelerini sağlamaya yönelik olacaktır. ‘Değişen dünyanın eğitim metotları ve pedagojik gerekliliklerine uygun olmalıyız’ anlayışı ile ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adı altında müfredatımızı güncelledik” dedi.
‘İKİSİNİN DIŞINDA BAŞKA BİR SEÇENEK AKLIMA GELMİYOR’
Müfredatın yenilenmesinin metodolojik ve pedagojik iki temel unsura dayandığını ifade eden Tekin, “Kim ne derse desin, bu iki faktör doğrultusunda programlarımızı güncelledik. Programımızın bu çerçevede yeniden düzenlenmesine karşı çıkanlar ya bu çocukların ülkesine bağlı olarak yetişmesinden rahatsızdır ya da ülkenin yeni gelişmelere uyum sağlama çabasından tedirgindir. Başka bir ihtimal bana gelmiyor” ifadelerini kullandı.
‘BU YIL FARKLI BİR KONUYU GÜNDEMİMİZE ALDIK’
Geçtiğimiz yıl yapılan kongre hakkında bilgi veren Tekin, “Geçen yıl, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde çeşitli temalara odaklandık. Bunun ilkini Erzurum’da gerçekleştirdik. Eğitim sistemimizde öğretmenlerimizin görüşlerini bilimsel bir değerlendirmeyle göz önüne aldık ve verimli bir kongre ortaya koyduk. Bu yılki 2’nci Maarif Kongresi’nde ise farklı bir konuya odaklanıyoruz. Dünyada artan şiddet olaylarının ve insan hakları ihlallerinin aksine eğitim sistemlerinin yeterli olmayabileceğini tartışıyoruz. Kardeşlik, bağımsızlık, insan hakları gibi kavramları çocuklara öğretmek eğitim sistemlerinin ana hedefi olmalıdır.” açıklamasında bulundu.
‘BUNLAR YAŞANIYORSA EĞİTİM SİSTEMLERİNDE BİR EKSİK VAR’
Bakan Tekin, konuşmasına şöyle devam etti: “Son günlerde İsrail’in Filistin’de yarattığı trajedi örneğinde olduğu üzere binlerce masum insan yaşamını yitirdi, bebekler barbarca katledildi, yüz binlerce insan zorla yerinden edildi. Burada iki temel mesele var. Birincisi, bu yapılan katliamın gerçekleşmesi; ikincisi ise insan hakları metinlerine ve bu hakları korumakla görevli uluslararası kuruluşların varlığına rağmen bu olaylara göz yumulmasıdır. Eğer bunlar yaşanıyorsa, dünya eğitim sistemlerinde belirgin bir eksiklik olduğunu söyleyebiliriz.”
Ayrıca, kongrenin temasının insani değerler, temel hak ve özgürlükler ile demokrasiyi ve kardeşliği önceleyen bir anlayışla belirlendiğini de sözlerine ekledi.
