Arabesk ve fantezi müziğin sevilen ismi Güllü, 26 Eylül’de Yalova’da hayatını kaybetti. Beklenmedik şekilde yaşamını yitiren sanatçının ölümü, hem müzik camiasında hem de hayranları arasında derin bir üzüntüyle karşılandı. Adli Tıp raporuyla birlikte ortaya çıkan detaylar, olayın ardındaki gizemi kısmen aydınlatırken; Güllü’nün hayatı ve sanatı yeniden gündeme geldi.
Sahnelere Uzanan Yolculuk: Güllü Kimdi?
Güllü, asıl adıyla Gül Tut, müzik kariyerine genç yaşlarda başladı. Mahalle düğünlerinden gazinolara, oradan da Türkiye’nin dört bir yanındaki büyük sahnelere uzanan yolculuğunda; güçlü sesi ve duygulu yorumuyla kendine has bir dinleyici kitlesi oluşturdu. 90’lı yıllarda çıkardığı albümlerle müzik listelerine girdi; “Her Şeyim Oldun” ve “Sana Yandım Ben” gibi parçalarla geniş kitlelerin hafızasında yer etti.
Müziğinde içtenlik ve samimiyet ön plandaydı. Kimi zaman derin bir hüzünle, kimi zaman isyanla yoğrulan eserleri, arabesk kültürünün yeniden yorumlandığı bir dönemin sesi oldu.
Trajik Ölüm: Kazamıydı, İhmal mi?
Güllü’nün ölümü, Yalova’nın Çınarcık ilçesindeki evinde balkondan düşmesi sonucu gerçekleşti. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, sanatçının kanında yüksek oranda alkol (3,53 promil) bulunduğu ve vücudunda herhangi bir darp veya şüpheli müdahale izine rastlanmadığı belirtildi. Aynı zamanda uyuşturucu ya da toksik maddeye de rastlanmadı.
Bu bulgular, olayın kaza sonucu meydana geldiği yönündeki ihtimali güçlendirdi. Ancak güvenlik kameralarına yansıyan bazı detaylar —örneğin düşme anında müzik sesinin aniden kesilmesi gibi— kamuoyunda çeşitli iddiaların ortaya atılmasına neden oldu. Henüz kesinleşmiş bir yargı bulunmamakla birlikte, savcılık süreci titizlikle sürdürülüyor.
Müzikal Mirası: Güçlü Bir Ses, Kalıcı Bir İz
Güllü, müzik kariyerinde yalnızca başarılı albümler ve sahne performanslarıyla değil; aynı zamanda arabesk kültürünü çağdaş bir anlayışla yeniden yorumlamasıyla da hatırlanıyor. Onun yorumladığı şarkılar, duygunun ve hikâyenin sahici bir yansımasıydı. Müzikal yolculuğu boyunca yalnızca dinlenmedi; hissedildi, paylaşıldı, içselleştirildi.
Bugün genç müzisyenler onun yorum gücünden ilham alıyor. Şarkılarında yürek burkan bir sızı, içten bir anlatım vardı. Bu nedenle Güllü’nün ardından yalnızca bir sanatçı değil, bir dönemin sesi uğurlanıyor.
Güllü’nün zamansız ölümü, ardında birçok soru işareti bıraksa da; onun sanatçı kimliği, samimi duruşu ve unutulmaz yorumları hâlâ yaşamaya devam ediyor. Sesi artık bir kayıt cihazında değil, anılarda ve hafızalarda yankılanıyor. Her sahnede, her şarkıda yeniden doğuyor.
Müziğe kattığı değerle hafızalardan silinmeyecek olan Güllü, sevenlerinin kalbinde güçlü bir iz bırakmaya devam edecek.
