Meme Kanseri Farkındalık Etkinliği: Yapay Zeka ile Erken Tanının Önemi Vurgulandı

Melike USLU – Feridun AÇIKGÖZ/İSTANBUL, – Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde gerçekleştirilen ‘Meme Kanserinde Geleceği Bugünden Kodlama’ etkinliği, Meme Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle düzenlendi. Söz konusu etkinlikte, yapay zekanın kanser tanı ve tedavi aşamalarındaki yeri detaylı bir şekilde tartışıldı. Uzman hekimler, erken tanının kritik önemi ve dijital sağlık uygulamalarının hastalar için sağladığı yenilikler hakkında bilgi verdiler. Konferansta yer alan Memorial Bahçelievler Hastanesi Meme Sağlığı Merkezi’nden Prof. Dr. Fatih Aydoğan, “Meme kanserinde yapay zekayı tanı ve tedavi süreçlerine entegre ettik. Radyoloji alanında, mamografi taramalarında yapay zeka kullanımının artışı gözlemleniyor. Patoloji incelemelerinde de benzer bir uyum sağlandı. Yapılan çalışmalar, hekimlerin ve yapay zekanın birlikte değerlendirdiği mamografilerde en yüksek başarı oranını elde ettiğini ortaya koydu. Bu yaklaşım, erken tanı oranlarını artırırken gereksiz tetkiklerin yapılmasını da engelliyor” açıklamasında bulundu.

Etkinlik, Memorial Bahçelievler Hastanesi Konferans Salonu’nda yer aldı ve meme kanseri tedavisinde yapay zekanın entegre edilmesi, erken teşhisin önemi ve çağdaş tedavi yöntemleri hakkında katılımcılara bilgi sunuldu. Etkinlikte, düzenli sağlık kontrollerinin meme kanseriyle mücadeledeki kritik rolü vurgulandı.

‘YAPAY ZEKA ARTIK SAĞLIĞIN GELECEĞİ DEĞİL, GÜNÜMÜZDEKİ BİR OLGU’

Prof. Dr. Fatih Aydoğan, etkinlikte meme kanserinin Türkiye’deki yaygınlığına dikkat çekti. “Türkiye’de kadınlar arasında en sık rastlanan kanser türü meme kanseridir. Dünya genelinde her 8 kadından biri bu hastalığa yakalanırken, Türkiye’de bu oran 18 kadın da bir olarak kaydedilmektedir. Ülkemizdeki bir diğer önemli farklılık, hastalığın genç bireylerde daha fazla görülmesidir. Yirmili ve otuzlu yaşlarda tanı alan kadın sayısı, batı ülkelerine kıyasla daha yüksektir. Farkındalık seviyesi ise toplumdan topluma değişiklik gösteriyor. Bazı kadınlar vücutlarındaki değişiklikleri hemen doktorlarına bildirirken, diğerleri maalesef geç kalabiliyor. Yapay zeka artık sağlık alanında geleceği değil, güncel meselemizdir. Meme kanserinde hem tanı hem de tedavi süreçlerinde yapay zekayı entegre ettik. Bu yüzden hem hekimleri hem de bilişim uzmanlarını, mühendisleri ve hastaları bir araya getiren bir konferans düzenledik. Araştırmalar, hekim ile yapay zekanın işbirliği yaptığı durumlarda mamografide en iyi sonuçların elde edildiğini ispatlıyor. Böylece erken tanı oranı artmakta ve gereksiz tetkiklerin önüne geçilmektedir” ifadelerini kullandı.

‘YAPAY ZEKAYI HEKİMLERİN YERİNE DEĞİL, DESTEKLEYİCİ OLARAK GÖRÜYORUZ’

Prof. Dr. Aydoğan, sözlerine devam ederek, “Yapay zekayı hekimlerin yerine geçecek alternatif bir gözlemci olarak değil, onların yardımcısı olarak görüyoruz. Özellikle yoğun iş temposunda çalışan doktorlar için önemli avantajlar sunmaktadır. Bir hekim günde 40 film incelediğinde, yorgunluk nedeniyle kaçırılabilecek bulgular yapay zeka yardımı ile tespit edilebiliyor. Meme kanserinde erken tanı çok hayati öneme sahiptir. Erken teşhis konulduğunda tedavi süreci oldukça kolaylaşır ve çoğunlukla kemoterapi veya lenf bezlerinin alınması gibi radikal önlemler gerekmeyebilir. Ayrıca, etkinlikte genç yaşta meme kanseri teşhisi almış bir hastamız da yer aldı. Bu hastanın tanı ve tedavi sürecinde yapay zeka kullanıldı ve kendisi de bu süreçte aktif bir rol üstlendi. Zumba eğitmeni olan hasta, tedavi süresi boyunca olumlu tavrını koruyarak eğitimlerine devam etti” dedi.

‘PATİLOJİDE YAPAY ZEKANIN KULLANIMI ÜÇ ANA GRUPTA KATEGORİZE EDİLEBİLİR’

Patoloji Laboratuvarı Koordinatörü Prof. Dr. İlknur Türkmen, artan kanser vakaları ve azalan patolog sayısının yapay zeka asistanları için bir gereklilik oluşturduğunu söyledi. “Yapay zekayı artık rutin işlerde kullanabilmekteyiz. Özellikle tekrarlayan ve zaman alan işlemleri gerçekleştirmek için yapay zekadan faydalanarak, hastalara daha önemli konulara zaman ayırma imkanı buluyoruz. Dolayısıyla yapay zeka desteği bizim için büyük bir değer taşımaktadır. Yapay zeka algoritmalarını patoloji alanında üç grupta sınıflandırmak mümkündür: tanısal, prediktif ve prognostik algoritmalar. Günümüzde yapay zeka, tanı aşamasında kemoterapinin etkinliğini tahmin edebilmekte ve böylece maliyetli testlerin yapılmasına gerek kalmadan hastalığın seyri hakkında bilgi sağlanabilmektedir. Bu konular hakkında multidisipliner bir toplantıda bilgi verildi ve hem hekimler hem de katılımcılar açısından oldukça öğretici bir deneyim oldu” diye belirtti.

Prof. Dr. Türkmen, “Bir patoloji uzmanı ve meme kanseri tanısı almış bir hasta olarak, bu süreçlerin geçici olduğunu ifade edebilirim. Doğru ekip ve hekimlerle birlikte hareket ettiğinizde, süreç sonunda her şey normale dönecektir. Saç dökülse de yeniden uzamaktadır, kişi hayatına kaldığı yerden devam etmektedir. Bu nedenle hastalarımıza sabırlı olmalarını öneriyorum. Bilim her geçen gün ilerlemekte ve biz hekimler de hastalarımıza en iyi hizmeti sunmak için sürekli çalışmaktayız. Yapay zeka asistanı ile ilgili yatırımlarımız, hastalarımıza daha iyi hizmet verebilmek adına geliştirdiğimiz yeni bir yol haritası” dedi.

‘RUTİN KONTROL İÇİN YAPTIRDIĞIM TARAMADA LEZYON BELİRLENDİ’

2024 yılının sonlarında meme kanseri teşhisi alan gıda mühendisi ve zumba eğitmeni Ebru Sayın (45), yaşadığı süreci şu şekilde aktardı: “Hastalığımı 2024 yılının son gününde öğrendim. Aylık her zaman sağlıklıydım; elimde hiçbir kitle ya da ağrı hissetmiyordum. Özel sağlık poliçem aracılığıyla yıllık sağlık kontrolüm vardı ve tam bu amaçla taramayı yaptırdım. Mamografi ve meme ultrasonu sırasında bir lezyon tespit edildi. Sonrasında tedavi sürecim başladı; önce ameliyat geçirdim, daha sonra kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedavi aldım. Şu an hormon tedavim devam ediyor. Bu süreçte hasta olduğumu unutarak, günlük hayatıma devam etmeye çalıştım. Bu benim mücadele biçimimdi. Ayrıca bu süreçte ailem ve doktorlarımdan büyük yardımlar aldım, onların desteği sayesinde bu zor dönemin önemli bir kısmını geride bırakabildim. Önceki yaşamımda sağlıklı bir birey olarak düzenli egzersiz yapıyor ve sağlıklı besleniyordum. Dört yıl boyunca süt verdim. Bu açıdan sağlıklı yaşam kurallarına uyan biri olduğum için büyük risk altında olmadığımdan emindim. Ancak bu hastalığın herkesle karşılaşabileceğini deneyimleyerek anladım. Bu nedenle kimse ‘Ben sağlıklıyım, bu bana olmaz’ demesin. Fiziksel aktivite, kilo kontrolü ya da genetik faktörlerin eksikliği riski sıfıra indirmiyor. Mutlaka düzenli muayeneler yapılmalıdır.”

‘ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR’

Erken teşhisin öneminin altını çizen Sayın, “Erken tanı yaşam kurtarır ve tedavi yöntemlerinde büyük farklılık yaratır. Kemoterapi aldığım sabahın ardından hemen zumba dersimi verebildim; çünkü hastalık erken evrede tespit edilmişti ve tedaviye yanıtım hayli iyiydi. Bu yüzden tüm kadınlara şunu tavsiye ediyorum: Kendilerinizi sürekli olarak muayene ettirin. Aynada kendi kendinize ve yatarak muayenenizi yapmayı ihmal etmeyin. Ancak bununla sınırlı kalmayın; yılda bir kez mamografi ve kaliteli bir meme ultrasonu isteyin. Erken teşhis konulduğunda, korkulacak bir durum yoktur. Tedavi süreçleri tamamlandığında günlük yaşamınıza sağlıklı bir şekilde devam edersiniz” şeklinde konuştu.