Kadın Liderler Zirvesi’nde Siyasi Temsilde Eşitlik Vurgusu yapıldı

Yağmur ÖNGÜN/İZMİR, – ÇEŞME Belediye Başkanı Lal Denizli, Uluslararası Çeşme Kadın Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmasında, “Türkiye gibi ülkelerde kadınlara siyasette sunulan olanaklar hiç de yeterli değil. ‘Kadın gibi kadın, şehrini de ülkesini de yönetiyor’ deneceği günlerin yakın olduğunu umuyorum. Bunun için kadınların ortak mücadelesi gerektiğine inanıyorum” şeklinde ifade etti.

İzmir’de, Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası Çeşme Kadın Liderler Zirvesi, 24-25 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. İki gün süren zirvede, kadının liderlik rolü siyaset, kamu yönetimi, ekonomi, medya, spor, teknoloji, dijital aktivizm ve sanat gibi birçok alanda tartışılmıştır. ‘Kadın Görünürlüğü’ teması altında gerçekleştirilen oturumlarda, kadın hareketlerinin küresel etkilerinden Z Kuşağı’nın seslerine kadar çeşitli konulara değinilmiş ve kadınların güçlenmesi için çözüm önerileri sunulmuştur.

Zirvenin ikinci günü, ‘Kadınların siyasette ve kamu yönetiminde yükselişi’ konulu oturum ile başladı. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) AB Temsilcisi ve Avrupa Politikası Kıdemli Danışmanı Ayşe Yürekli’nin moderatörlüğünde düzenlenen oturuma, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Yeni Saraybosna Belediye Başkanı Benjamina Karic ve Rijswijk Belediye Başkanı Huri Şahin gibi isimler katıldı.

Oturumda söz alan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, “Siyaset yolculuğum 16 yıl önce başladı. Sosyalist romantizm ve Deniz Gezmiş’in hikayelerinden etkilenerek başladım. 18 yaşında Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye oldum, gençlik kollarında ve ilçede yöneticilik yaptım. Bugün ise Çeşme’nin ilk kadın belediye başkanı olma onuruna eriştim. Türkiye’de siyasette kadın için fırsatlar oldukça sınırlı. Siyaset, hayatın her alanında karşılaştığımız zorluklar gibi kadınların yaşadığı sıkıntıların yoğun olarak yaşandığı bir alan. Çünkü erkek egemen bir siyasette yaşıyoruz. Kararların genelde erkek zihniyetiyle alındığını ve bunun bedellerinin ülkede hissedildiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘EN ÖNEMLİ OLAN YÖNETEN KİŞİNİN YETKİNLİĞİDİR’

Denizli, “Siyasette, ‘kadın, erkek’ ayrımı yapmadan doğrudan ‘siyasetçi’ olarak hitap edilmesini tercih etsem de mevcut koşullar nedeniyle kadın vurgusu yapmak zorundasınız. İzmir gibi bir şehirde 30 ilçe belediyesinden sadece 8’inde kadın başkan varsa bu bir eksikliktir. Neden 30’un yarısı kadın değil diye düşünmemiz gerekiyor. Siyasi yolculuğuma başkan olarak taçlanmam benim için anlamlı. Ancak asıl mesele bu yolda ne kadar ilerlediğimizdir. İnsanların, ‘genç ya da kadın yönetici başarısız olur’ düşünceleri var. Her birey, başarılı olma potansiyeline sahip olmayabilir. Ama önemli olan yöneticinin liyakatının sorgulanmasıdır. Normalde hiç ruj sürmem ve topuklu ayakkabı giymem ama belediye başkanı olduktan sonra bunları tercih etmeye başladım. Çünkü, ‘erkek gibi kadın’ tabirini işitmek istemiyorum. ‘Kadın gibi kadın, şehrini de ülkesini de yönetiyor’ denileceği günleri bekliyorum. Bu, kadınların ortak mücadelesi ile mümkün olacaktır” dedi.

‘KADIN MÜCADELESİ HİÇBİR YERDE DURMAZ’

Türkiye’de siyasetin zorluğu nedeniyle sürekli uyarıldığını vurgulayan Denizli, şunları ekledi:

“Her dönem demokrasi adına zorlu sınavlarla yüz yüzeyiz ve her nesil bunun getirdiği ağır bedellerle boğuşmak zorunda kalıyor. Ancak siyaset, bir kez bulaşınca çıkmayan bir virüs gibi. Türkiye’de iktidar partisi değilse, çeşitli sıkıntılarla sınanıyorsunuz. Bu mücadele edilecekken sadece kendinizden feragat etmiyorsunuz; gençliğinizden, düşüncelerinizden ve öğrenme kabiliyetlerinizden de ödün veriyorsunuz. Çünkü zaman kısıtlı. Zaman en değerli şeydir, ideallerinize ayırıyorsunuz ama buna değiyor. Bizden sonraki nesillerin bu alanda yer alabilmesi için tutkuyla arzu etmeleri gerekiyor, yol zorlu ama siyasete genç nesil kesinlikle girmeli. Onlar, daha farklı bir bakış açısına sahip ve otoriteyi tanımayan bir nesil. Onların yazdığı yeni hikayeyi gururla izliyorum. Görevim bittiğinde, ‘Çeşme’ye doğal gaz getiren kadın başkan’ olarak anılmayı umuyorum. Bunun için birçok çaba sarf ettik. Yöneticilikte attığımız küçük ama önemli adımlar var. Örneğin, ilk kreşimizi açtık ve üçüncüsü yolda. Çalışan anneler ve evde hasta olan anneler için sosyal hayata katılmak hayati önemde. Dolayısıyla, kadın mücadelesi her alanda sürmektedir.”

Geçen yıl 25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde katledilen kadınlar için sakız fidanı diktiklerini hatırlatan Denizli, “Biz gitmeden önce Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nden ekipler alanı kazmıştı. Gördüğümüz manzara toplu mezar gibiydi. Fidanları dikerken herkes ağladı. Türkiye’de kadın olmanın sonuçları oldukça ağır. Bu yüzden haklarımızı öğrendiğimizde bunlara sıkı sıkı sarılıyoruz. Kadın mücadelesi tek başına yürütülebilecek bir mücadele değil. Fidan dikerken erkekler de oradaydı. Bazı kadınlar erkeklere tepki gösterdi. Ben bu duruma karşı çıktım. Çünkü önemli olan onların değişim göstermesi. Kadın mücadelesini, kadın bakış açısının gelişmesiyle değil, erkeklerin bu mücadeleye dahil olmasıyla başarabiliriz. Cinsiyet eşitliği üzerinde durmalıyız” ifadelerine yer verdi.

‘FARKLI ÜLKELERDEN KATILIMCILARA DENEYİM PAYLAŞIMI OLDU’

Kadınlar için zirvenin büyük önem taşıdığını vurgulayan Denizli, “Burada bir araya gelmemizin en temel nedeni, farklı alanlardaki kadınların iş ve sosyal yaşamda, siyasette edindikleri deneyimleri paylaşmalarıdır. Farklı sektörlerden gelen kadın arkadaşlarımızın hikayelerine tanık olduk ve bunların ne kadar çeşitli olduğunu gördük. Türkiye’nin farklı illerinden ve dünyanın çeşitli yerlerinden katılımcılara deneyim aktarımı oldu. Bu yıl beklenenin üzerinde bir katılım oldu. Bu zirveyi Çeşme’de geleneksel hale getirmek istiyoruz. Böyle bir zirveye ilk ev sahipliği yapan belediye olmaktan dolayı son derece mutluyuz. Umarım bu tür etkinlikler başka belediyelere de ilham verir. Kadınlar her sektörde zorluklar yaşıyor ancak bunun her fırsatta altını çiziyoruz. Türkiye’de maalesef kadına yönelik şiddet ve istismar olayları artmakta. Kadın arkadaşlarımız her gün erkek şiddetine maruz kalıyor ve hayatlarını kaybediyorlar. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulanmasını talep etmeye devam edeceğiz” dedi.

‘KADIN GİRİŞİMCİLERE DESTEK VERMEK İSTİYORUZ’

Yeni Saraybosna Belediye Başkanı Benjamina Karic, “Savaş başladığında daha bebekken baskı altındaydık. 30 yıl aradan sonra şehrin ikinci kadın başkanı olma şansım oldu. Bu süreçte diğer kuşakların öncüsü olabilmek için çaba gösterdim. Bunun zorluğunu yaşadım ama başardım. Hizmet etme fırsatı buldum. Gelecekte genç kadınların tüm engelleri aşarak, kuşaklara neyin nasıl olması gerektiğini göstermelerini umuyorum. Engeller mevcut ama bunların üstesinden geleceğiz. Genç ve kadın girişimcilere destek olmak için yeni fırsatlar yaratmaya çabalıyoruz. Her seferinde, kadınların lider olabilmesi için yer açmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Kadın belediye başkanı olarak bunlar çok kıymetli basamaklar” ifadelerini kullandı.

Hollanda’nın Rijswijk Belediye Başkanı Huri Şahin, Hollanda’nın ilk Türk kökenli belediye başkanı olmanın önemi üzerinde durarak, “Siyaset serüvenim Hollanda’da başladı. 2002 yılında 25 yaşında Danıştay’da asistan olarak görev aldım. İnsanlara hizmet ederken politik partinin bir üyesi olmaya karar verdim. Yerel seçimlerde aday oldum. Bu dönüşüm süreci oldukça zorlu oldu ve cesaret göstermek zorundaydım. İki yıldır belediye başkanı olarak görev yapıyorum. Yerel düzeyde değişiklikler yapabilmek ve kadın şiddetini önlemek ulusal düzeyde de büyük bir öneme haiz. Umarım çabalarımız karşılık bulur” şeklinde konuştu.