‘Yetersiz D vitamini alımı, kalın bağırsak kanserini tetikleyebilir’

İSTANBUL, – Kalın bağırsak kanseri, genellikle 50 yaş üzerindeki erkeklerde görülmekle beraber, son dönemlerde genç bireyler ve kadınlarda da görülme sıklığı artış göstermektedir. Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Orhan Uzun, “Aşırı miktarda kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi, şekerli içecekler, obezite, alkol ve sigara kullanımı, yetersiz D vitamini alımı, inflamatuar bağırsak hastalıkları ve tip 2 diyabet bu hastalığın risk faktörleri arasında yer alır.” ifadelerini kullandı.

Dünya genelinde kalın bağırsak kanserinin en yaygın üçüncü kanser türü olduğunu ve kansere bağlı ölümler arasında ikinci sırada bulunduğunu belirten Doç. Dr. Orhan Uzun, “Erken evre kanserlerde 5 yıllık yaşam oranı %90’ların üzerinde iken, evre IV metastatik hastalıklarda bu oran %20’lere düşmektedir.” diyerek erken teşhisin önemine vurgu yaptı.

Kalın bağırsak kanserinin oluşumuna dair bilgi veren Uzun, “Kalın bağırsak, ince bağırsak bitiminden anüse uzanan yaklaşık 150 cm uzunluğunda bir organ olup, burada epitel dokusunun anormal bir şekilde büyümesi hastalığı ortaya çıkarır. Bu büyüme, polip adı verilen çıkıntılar şeklindedir ve zamanla kanserli dokulara dönüşebilir.” dedi.

Kalın bağırsak kanserinin genellikle 50 yaş üzerindeki erkeklerde daha sık görüldüğünü belirten Doç. Dr. Orhan Uzun, “Hastaların %90’ında genetik bir geçiş söz konusu olmazken, sadece %10’unda ailesel bir geçiş söz konusudur.” dedi.

RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT

Uzman, risk faktörlerini, “Aşırı kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerinin tüketimi, şekerli içecekler, obezite, alkol, sigara kullanımı, yetersiz D vitamini alımı, inflamatuar bağırsak hastalıkları ve tip 2 diyabet bu hastalığın diğer risk faktörlerini oluşturur.” şeklinde sıraladı. Ayrıca, “Kronik kabızlık, bağırsak tembelliği ve hemoroidal hastalıklar kalın bağırsak kanseri için direkt risk oluşturmaz.” diye ekledi.

Uzun, “Son dönemde dışkılama alışkanlığında meydana gelen değişiklikler, tam boşaltım hissi, bağımsız rektal kanama, açıklanamayan kansızlık ve bağırsak tıkanmasıyla ortaya çıkan bulantı ve kusma gibi durumlarda bu hastalıktan şüphelenilmelidir.” şeklinde bilgi verdi.

DOĞRU TANI ÖNEMLİ

Kalın bağırsak kanserinin diğer organ kanserleri gibi belirti vermeden ilerleyebildiğini ifade eden Doç. Dr. Orhan Uzun, “50 yaş üstü, şikayetleri olmayan fakat yukarıda bahsi geçen belirtileri taşıyan hastalarda erken yakalama mümkündür. Erken teşhis ile hastalık önlenebilir veya tedavi edilebilir.” açıklamasında bulundu. “Hiçbir şikayeti olmayan bireylerde, 50 yaşında sonra yıllık immun kimyasal fekal gizli kan testi, 5 yılda bir fleksibl rektosigmoidoskopi ve 10 yılda bir tam kolonoskopi önerilir.” dedi.

Hastalığı olan bireylerde ise, “Herhangi bir tanı konulmuşsa, 8-10 yıl içerisinde tam kolonoskopi yapılmalı ve sonraki planlamalar hastalığın durumuna göre sürdürülmelidir.” ifadelerinde bulundu.

ÖNLEMEK MÜMKÜN

Kalın bağırsak kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Orhan Uzun, “Poliplerin çıkarılması, kanser gelişimini engelleyebilir. Erken evrede, tümör bağırsak mukozasıyla sınırlı durumlarda endoskopik tedavi mümkündür. İleri evrelerde ise cerrahi ve ardından kemo-radyoterapi tedavi yöntemleri uygulanabilir.” diyerek tedavi seçeneklerini sıraladı. “Gelişmiş evrelerde kemoterapi uygulandıktan sonra cerrahi müdahale de yapılabilmektedir.” şeklinde ekleyen Uzun, hastalığın evresine göre kombinasyon tedavileriyle sürecin yönetilebileceğini ifade etti.