Yağmur ÖNGÜN/İZMİR, – BALIKESİR’in Sındırgı ilçesinde gerçekleşen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çetin Önalan, bu olayın İzmir’de herhangi bir depremi tetikleme olasılığı bulunmadığını, ancak Balıkesir çevresindeki faylar üzerinde stres artırıcı etkisi olabileceğini belirtti. Önalan, “İzmir’deki fayların her an deprem üretebilecek durumunun farkındayız. İzmir’in deprem riski dünkü gibi bugün de devam ediyor” şeklinde konuştu.
Sındırgı, 10 Ağustos’ta 1 vatandaşın yaşamını yitirdiği 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından yine benzer bir sarsıntı ile karşılaştı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), dün saat 22.48’deki depremin derinliğini 5,99 kilometre olarak açıkladı. Deprem, Marmara ve Ege bölgelerinde birçok ilde hissedildi. Bu sarsıntı, ardından 4.4 büyüklüğünde çeşitli artçı depremler yaşandı. JMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Önalan, Sındırgı’daki depremlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 10 Ağustos’taki depremin ardından bölgede uzun süren bir deprem aktivitesinin gözlemlendiğini söyleyen Önalan, “Bu, Simav Fayı üzerinde meydana gelen ve düşey bileşeni olan bir fayda oluşan bir sarsıntıdır. Yaklaşık 6.1 büyüklüğündeki bu deprem, 10 kilometrelik bir fayın kırıldığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
‘RİSKLER DEVAM EDİYOR’
Önalan, depremler sırasında hasar gören binaların 6.1 büyüklüğündeki bir depremde yıkılma riski taşıdığını belirtti ve “Gelen bilgiler bu riskin gerçekleşmekte olduğunu ortaya koyuyor. Hâlâ 6.1 büyüklüğündeki depremin artçıları devam ediyor ve bunların büyüklüğünün 5.1 kadar ulaşması mümkün. Depremde zarar gören binalara giriş yapılmamasını tavsiye ediyoruz. Bu depremin İzmir’de meydana gelecek bir sarsıntıyı tetiklemesi beklenmiyor; ancak Balıkesir civarındaki faylara stres aktarabilir. İzmir zaten deprem riski bulunan bir bölge. Yapılan araştırmalar, Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının süresinin dolduğunu gösteriyor. Bu fayların sismik boşluk oluşturduğu biliniyor ve her an deprem geliştirme potansiyeline sahip. İzmir bölgesindeki fayların da her an sarsıntı oluşturabileceği gerçeği ortada. İzmir için deprem tehlikesi dün olduğu gibi bugün de geçerlidir” şeklinde ifadelerini sürdürdü.
‘600 BİN RİSKLİ YAPI BULUNMAKTA’
Önalan, “Türkiye’de ve İzmir’de ciddi bir yerleşim sorunu var. Depremin en çok zarar verdiği bölgeler, sulak alanlar ve yer altı su seviyesinin yüksek olduğu ovalar. 30 Ekim depreminde 117 kaybımız olmuştu ve yaklaşık 20 milyar dolarlık ekonomik kayıp verdik. Bu durum, İzmir’de çok iş yapılması gerektiğini gösteriyor. Depremin zamanını kestiremiyoruz, bu nedenle hızlı hareket etmeliyiz. İzmir’de yaklaşık 600 bin yapının deprem açısından risk taşıdığı belirtiliyor. Bu kadar büyük bir yapıyı kısa sürede güvenli hale getirmek zor. Bu nedenle belediyenin kaynaklarını hızlıca yönlendirmesi, öncelikle mikrobölgeleme, jeolojik ve jeoteknik etütleri tamamlayıp ardından güvenli alanlarda konut üretmesi lazım. Ayrıca deprem anında planlarımızın hazır olması şart. Özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu alanda hazırlıklı olması oldukça kritik. Gerçekleşeceği kesin olan depreme karşı hazırlıklı olmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.

