İSTANBUL, – Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Dr. Özlem Koç, 7 ila 15 yaş aralığındaki çocukların dijital reklamlara karşı sergiledikleri bilişsel ve duygusal tepkileri; öğrencilerin, annelerin ve öğretmenlerin bakış açısıyla ele aldı. Bu konudaki araştırmasını temel alarak kaleme aldığı ‘İnternette Dijital Yanılgı’ adlı eserini tanıtan Koç, “Araştırmam, çocukların dijital reklamlarla ilgili duygu ve düşüncelerinin, velilerin ve öğretmenlerin varsayımlarından daha seçici ve sorgulayıcı olduğunu gösterdi” şeklinde konuştu.
Çocukların reklamlarla oluşturulan farkındalık düzeyine dair yapmış olduğu çalışma sonucunu açıklayan Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Dr. Özlem Koç, doktora tezinde kullandığı kapsamlı saha araştırmasının bulgularını Beyoğlu’ndaki Minoa Pera’da düzenlenen bir etkinlikte paylaştı. Koç, ‘Dijital Yanılgı: Dijital Reklam Dünyasında Çocuklar ve Yetişkinler Arasında Algı Uçurumu’ başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Etkinliğe Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel, Bahçeşehir Koleji Kurucusu ve İcra Kurulu Üyesi Semra Yücel, Prof. Dr. Ali Atıf Bir, öğretmenler ve çok sayıda kitap sever katılım gösterdi.
‘AMACIMIZ İNTERNETTE GİZLİ TEHLİKELERE DİKKAT ÇEKMEK’
Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Dr. Özlem Koç, kitabının amacını şu şekilde açıkladı: “Bu kitapta ‘İnternette Dijital Yanılgı’, ‘Çocuklar anlıyor, yetişkinler yanılıyor’ dedim. Çünkü doktora çalışmalarım çerçevesinde kapsamlı bir akademik araştırma yürüttüm. Araştırma hem nitel hem de nicel verilerle yapıldı ve 600’den fazla öğrenciye ulaşıldı. Sürecin her aşamasında öğrenciler, öğretmenler ve ailelerin dahil olduğu bir yaklaşım benimsedim. Bu araştırma sonuçlarından çıkardığım en çarpıcı veri, çocukların dijital içeriklere karşı daha bilinçli oldukları ve bu içeriklerin etkisine karşı daha dirençli olduklarının tespit edilmesidir. Oysa biz yetişkinler; anne babalar ve öğretmenler olarak çocuklarımızın durumunu farklı şekilde değerlendiriyorduk. Onların daha az farkındalığa sahip olduğunu ve manipülasyona daha açık olduklarını düşünüyorduk. Ben de bu doğrultuda daha kapsamlı bir kitabı yazma kararı aldım. Amacım, görünmeyen internet tehlikelerine karşı dikkat çekmek ve çocuklarımızı güçlü, bilinçli bireyler olarak yetiştirmekti. Bu süreçte ailelere yol göstermeyi hedefledim. Kitabım bu bağlamda şekillendi” dedi.
‘YETİŞKİNLERİN İNTERNETTEKİ İÇERİKLERE KATILIMDA YANILGIYA DÜŞTÜĞÜ’
Dr. Koç, “Çocuklarımız dijital dünyanın doğal bir parçası olsalar da, teknolojiye yatkın olmalarına rağmen, duygusal ve bilişsel olarak hâlâ korunmaya ihtiyaçları var. Biz yetişkinler olarak bu durumu ne derecede kavrayabiliyoruz? Anahtar nokta, bu sürece aşina olmamız ve çocuklarımızın deneyimlerini saygın şekilde değerlendirmemizdir. Dijital medya çocuklar için bir eğlence kaynağı ve zaman geçirme alanı sunuyor. Pencereden bakıldığında ne gördüklerini, kimlerle etkileşimde bulunduklarını önemsemeliyiz. Eğer orada bir ebeveyn rehberliği yoksa, bu pencereden dışarı olumlu hava girmeyebilir. Ayrıca, büyük riskler de içeriye girebilir. Bunun için en sağlam şemsiye, yetişkinlerin rehberliğidir. Öncelikle biz öğrenmeli, dijital dünyaya aşina olup çocuklarımızın deneyimlerine eşlik etmeliyiz. Araştırmamda ortaya çıkan iki temel konu oldu: Çocuklar reklamların farkında mı? Yaş grubu gözetmeksizin çocukların %94,7’sinin reklamları fark ettiğini gözlemliyorum. Bu, çocuklarımızın kavramsal reklam okuryazarlığına sahip olduğunu gösteriyor. Diğer bir soru ise; bu reklamlara maruz kaldıklarında satın alma isteği hissedip hissetmedikleri. Cevap, %81 oranında bu reklamlara rağmen satın alma isteği uyandırmadığını gösteriyor. Yetişkinlerin, öğretmenlerin ve annelerin görüşleri ise bu konuda tam aksine. Onlar çocukların daha savunmasız ve manipüle edilebilir olduğunu düşünüyor. Bu durum, yetişkinlerin süreçten haberdar olmadıklarının bir göstergesi.” şeklinde ekledi.
Dijital çağda okul ve aile iş birliğinin yeni bir anlam kazandığını ifade eden Koç, ebeveynlerin çocukların çevrimiçi deneyimlerine yasak koymak yerine birlikte anlamlandırmalarının önemini vurguladı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın medya okuryazarlığı müfredatını genişletmesi gerektiğini dile getiren Koç, “Dijital reklam okuryazarlığı” ve “sosyal medya okuryazarlığının” erken yaşlarda öğretilmesi gerektiğini, asıl amacın çocukları korumak değil, onlara dijital dünyayı nasıl doğru bir şekilde kullanabileceklerini öğretmek olması gerektiğini belirtti.
<p'Araştırmalarına dayanarak yazdığı ‘İnternette Dijital Yanılgı’ kitabında çocukları güçlendiren bir dijital ekosistem oluşturulması çağrısında bulunan Dr. Özlem Koç, “Amacımız, çocukları sadece korumak değil, onlara dijital dünyada güçlü bireyler olmayı öğretmek olmalıdır. Bu doğrultuda okullara, kurumlara ve ebeveynlere büyük görevler düşüyor. Medya okuryazarlığını yaşam becerisi olarak kabul etmeli ve çocuklarımıza rehberlik etmeliyiz” dedi.





