Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 42. yılını geride bırakırken, uzun zamandır aralıklarla gündeme gelen Başkanlık Sistemi tartışmaları yeniden önem kazanmış durumda. Aslında bu fikir, ilk kez merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaştarafından ortaya atılmış ve yıllar içerisinde birçok siyasetçi tarafından desteklenmişti. Bugün gelinen noktada, sadece tartışmak değil, somut adımlar atmak gerekiyor.
Başkanlık sisteminin en büyük avantajı, yürütmede birlik sağlayarak siyasi istikrarı güçlendirmesidir. KKTC’nin kronikleşmiş hükümet krizleri, kısa ömürlü koalisyonlar ve siyasal tıkanıklıklar, parlamenter sistemin artık ihtiyaçlara cevap veremediğini açıkça gösteriyor.
Yeni partisinin kuruluş çalışmalarını sürdüren TAM Parti Genel Başkanı Serdar Denktaşda yıllar önce, “Mevcut sistemde UBP gidecek, CTP gelecek, sorunlar aynı kalacak”diyerek bu ihtiyaca dikkat çekmişti. Kendisini arayıp “Bu görüş bugün de geçerli mi?”diye sorduğumda, hiç tereddüt etmeden “Evet Hüseyin, hem de fazlasıyla. Güney Kıbrıs’taki modelin daha çağdaşlaştırılmış bir versiyonu, günümüz koşullarına göre uyarlanırsa KKTC için çok daha verimli olur. Başkanlık sistemine geçmekte zaten çok geç kaldık” dedi.
YDP Genel Başkanı ve Bayındırlık-Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı da parlamenter sistemin neredeyse işlevsiz hale geldiğini, siyasetin al–ver dengesi üzerinden yürüdüğünü sık sık dile getirmişti. Kendisiyle yaptığım son görüşmede bu görüşlerini yineleyerek, “Artık bu ülke için zaruri hale geldi. Yürütmede birlik ve hızlı karar alma, ancak başkanlık sistemiyle mümkün olur” ifadelerini kullandı. Arıklı ayrıca, “KKTC olarak tecrübeli bir ülkeden bahsediyoruz. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’yle başlayan, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ile devam eden süreçte biz zaten başkanlık tecrübesi yaşadık” hatırlatmasında bulundu.
2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ise telefon görüşmemizde, doğru kurgulanmış bir başkanlık modelinin KKTC için faydalı olabileceğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Doğru tasarlanmış bir başkanlık sistemi, ülke yönetiminde istikrar ve etkinlik yaratabilir. 1960 Cumhuriyeti döneminde ve Otonom yönetimde bu modelin örneklerini zaten uyguladık.”
Sadece yerel örnekler değil, geçmişten gelen uluslararası değerlendirmeler de dikkat çekicidir. Türkiye’nin merhum Başbakanı Bülent Ecevit yıllar önce, “Siz küçük bir ülkesiniz. Size en iyi başkanlık sistemi uyar” diyerek, KKTC’nin dinamik yapısına uygun modelin bu olduğunu vurgulamıştı.
Başkanlık sistemi; yürütmede birlik, siyasal istikrar, hızlı karar alma ve uzun vadeli projelerin hayata geçmesini kolaylaştıran yönleriyle KKTC’nin yapısına uygun bir model olarak öne çıkıyor. Teknokrat bakan atamaları ve liyakat temelli bir yönetim anlayışıyla birleştiğinde, ülkeye güven ve öngörülebilirlik sağlayacaktır.
Artık mesele “başkanlık sistemi gerekli mi?” sorusundan öteye geçmiş durumda.
Bugün geldiğimiz aşama, bunun bir tercih değil, bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
KKTC, mevcut siyasi tıkanıklıkları aşmak ve daha güçlü bir yönetime kavuşmak istiyorsa, Başkanlık Sistemine geçiş kaçınılmaz bir adım haline gelmiştir. Artık tartışma değil, uygulama zamanıdır.
