İSTANBUL, – Ortodontik tedavi süreçlerinde şeffaf plakların estetik çekiciliği ve pratik kullanımıyla artan bir popülarite kazandığını belirten Ortodonti Uzmanı Doç. Dr. Elif Arslan, “Geleneksel tel tedavisinden farklı olarak, şeffaf plaklar ağızda neredeyse görünmez olup, çıkarılabilir yapıları sayesinde hijyen sağlamayı kolaylaştırır. Ayrıca, dijital planlama ile tedavi adımlarının daha önceden tahmin edilebilir hale gelmesi hastalar için büyük bir avantaj sunmaktadır. İnce yapılarıyla konuşmayı fazla etkilemeden, hastaların bu plaklara hızlı bir şekilde adapte olmalarını sağlıyor” şeklinde konuştu.
İstinye Dental Hospital’da görevli olan Doç. Dr. Elif Arslan, şeffaf plakların son zamanlarda ortodontik tedavi yöntemleri arasında sıklıkla tercih edildiğini ve bu süreçle ilgili bilgi verdi.
‘GÖRÜNMEZ NİTELİKLERİYLE HİJYENİ ARTIRIYOR’
Doç. Dr. Arslan, şeffaf plakların dijital olarak kişiye özel tasarlandığını, dişlerin düzenli bir şekilde hareket etmesine yardımcı olduklarını ifade ederek, “Klasik tel tedavisinden farklı olarak, nerdeyse görünmez olmaları ve çıkarılabilir yapıları sayesinde hijyenin kolayca sağlanmasına olanak tanır. Metal braketlerin yokluğu ise hastaların tedavi sürecini daha konforlu yaşamalarını sağlar” dedi.
‘HER YAŞ GRUBU İÇİN UYGUNDUR, AMA MUAYENE ŞARTTIR’
Şeffaf plakların her yaş grubundan bireylerde uygulanabileceğini belirten Doç. Dr. Arslan, “Çapraşık dişler, ayrık dişler ve kapanış bozuklukları gibi durumlarda dahi şeffaf plaklardan yararlanabiliyoruz. Ancak her bireyin durumu farklıdır, bu sebeple uygunluk mutlaka ortodontik muayene ile değerlendirilmelidir” dedi.
‘TEDAVİ KİŞİYE ÖZEL OLARAK PLANLANMALIDIR’
Şeffaf plak tedavisinin kişisel farklılıklar gösterdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Arslan, “Diş hareketlerinin biyolojik süreci, kişinin yaşı, genel sağlık durumu ve en önemlisi kullanım alışkanlığı kişiden kişiye değişir. Bu yüzden, tedavi süresi ve etkinliği bireyler arasında farklılık gösterir” dedi.
‘GÜNDE 20-22 SAAT KULLANILMALIDIR’
Doç. Dr. Arslan, en iyi sonuçlar için şeffaf plakların günlük kullanım süresinin önemli olduğunu vurgulayıp, “Plaklar günde en az 20-22 saat kullanılmalıdır. Kullanım süresi azalırsa tedavi süreci uzar ya da planlanan hareketler gerçekleştirilemez” ifadelerini kullandı.
‘YEMEK SONRASI DİŞLERİ TEMİZLEMEK ÖNEMLİDİR’
Plakların yemek sırasında genellikle çıkarılması gerektiğini hatırlatan Arslan, “Yemekten sonra dişlerin fırçalanması ile plakların temiz bir şekilde yerleştirilmesi, diş eti sağlığını korumakta ve çürük oluşum riskini azaltmaktadır” dedi.
‘DEĞİŞİM SÜRELERİ KİŞİYE GÖRE BELİRLENMELİ’
Doç. Dr. Arslan, plakların değiştirilme sürelerinin her vakaya özgü olduğunu belirtirken, “Genç hastalarda ve düzenli kullanımda genellikle 7 gün aralıklarla değişim uygunken, daha karmaşık hareket durumlarında 10-14 gün aralıklar tercih edilebilir. Bu plan, ortodontik değerlendirme sonrasında bireye özel bir şekilde yapılır” diye ekledi.
‘TEDAVİ SÜRESİ HER ZAMAN DAHA KISALMAZ’
Tedavi süresinin her hasta için farklılık gösterebileceğini ifade eden Doç. Dr. Arslan, “Şeffaf plakların ve klasik tellerin başarılı olduğu durumlar farklıdır. Bu açıdan bazı vakalarda her iki yöntemin bir arada kullanılması gerekebilir. Plakların düzenli kullanımı tedavinin en önemli belirleyicisidir” ifadelerinde bulundu.
‘YANLIŞ KULLANIM TEDAVİYİ OLUMSUZ ETKİLER’
Düzensiz veya yanlış kullanımların tedaviyi olumsuz etkilediğini belirten Doç. Dr. Arslan, “Plaklar düzensiz kullanıldığında diş hareketleri duraksar veya geriye gider. Yetersiz hijyen ise çürük ve diş eti sorunlarını artırırken, sık takıp çıkarma da plakların kırılmasına neden olabilir” diye dikkat çekti.
‘KONUŞMAYI ETKİLEMEME ÖZELLİĞİNE SAHİP’
Plakların günlük yaşamda herhangi bir olumsuz etkisi olmadığına değinen Doç. Dr. Arslan, “Şeffaf plaklar ince yapıları sayesinde konuşma aktivitelerini belirgin bir şekilde etkilemez. Hastalar kısa bir süre içerisinde bu plaklara alışkanlık kazanırlar” diye belirtti.
‘YENİ TEKNOLOJİLER İLERİDE DAHA ETKİLİ TEDAVİLER SUNACAK’
Şeffaf plak tedavisinin geleceğine dair açıklama yapan Doç. Dr. Arslan, “Yapay zeka destekli planlamalar, diş hareketlerini takip eden sensör sistemleri ve yeni nesil malzemelerin kullanımıyla tedavi süreçlerinin daha hızlı ve öngörülebilir bir hale geleceğini öngörüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.


