ANKARA, – Eğitim Gücü-Sen’in Genel Başkanı Oğuz Özat, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin eğitim alanında önemli bir dönüşüm sağladığını ve bu modelin yenilikçi özelliklerini desteklediğini dile getirdi. Özat, uygulama sürecine dair önemli bilgiler paylaştı.
Eğitim Gücü Sen Genel Başkanı Oğuz Özat, şu şekilde konuştu:
“Millî Eğitim Bakanlığı tarafından tanıtılan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, eğitim sistemimiz için uzun zamandır beklenen, yenilikçi ve vizyoner bir gelişme olarak nitelendirilmektedir. Eğitim Gücü Sen olarak, bu modelin içerik yönünden olumlu olduğunu belirtmek istiyoruz. Ancak, müfredatın uygulanması için gerekli altyapının da en az onun kadar önem taşıdığını unutmamalıyız.
“Günümüzde birçok eğitim kurumu, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde sunulması planlanan kaliteli eğitimi uygulama kapasitesine sahip değildir. Laboratuvar, spor salonu ve sanat atölyesi olmayan, teknolojik alt yapısı yetersiz binlerce okul, yeni müfredatın uygulamasında ciddi sorunlar yaratmaktadır. Özellikle fen, bilişim ve sanat gibi alanlarda beceri odaklı eğitime geçileceği belirtilirken, bu süreç için gerekli olan uygun sınıf ortamlarının eksikliği büyük bir çelişki oluşturmaktadır. Örneğin, deney temelli fen eğitimi vurgulaması yapılmasına rağmen hâlâ fen laboratuvarı bulunmayan okullar mevcuttur. Spor eğitiminin artırılması hedeflenirken, öğrencilerin spor yapabileceği alanlar ya son derece kısıtlı ya da tamamen yoktur. Yabancı dil, bilişim ve görsel sanatlar dersleri için gerekli malzeme ve mekan yetersizlikleri, eğitim kalitesini olumsuz yönde etkiliyor.
“Öğretmenlerimiz, bu yeni eğitim modeline uygun bir eğitim vermek istediklerinde, materyal ve mekân eksiklikleri ile karşılaşmaktadır. Müfredat, yaparak ve yaşayarak öğrenme metoduna göre hazırlanmış olsa da, destekleyici ortamların eksikliği uygulamada büyük sıkıntılara yol açmaktadır. Eski müfredata göre düzenlenmiş ders kitaplarının hâlâ dağıtılması ve öğretmen kılavuz kitaplarının aralık ayının sonuna kadar verilmemiş olması, sürecin sağlıklı işleyişini engellemektedir. Ayrıca, derslerin sınav ve diğer değerlendirme yöntemlerinin aşırı yüklenmesi ve yüksek malzeme gereksinimi, öğretmenlerin iş yükünü artırmakta, verimliliklerini düşürmektedir.
“Eğitim Gücü Sen olarak, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni oldukça önemli bir reform olarak değerlendiriyoruz; ancak bu modelin başarısının sadece kâğıt üzerinde kalmaması, aynı zamanda gerçek koşullarla desteklenmesi gerektiğini belirtmek isteriz. Bu bağlamda, Bakanlığa açıkça çağrıda bulunuyoruz: Yeni müfredatı destekleyecek fiziki altyapı yatırımlarına derhal başlanmalı ve özellikle dezavantajlı bölgelerdeki eğitim kurumları önceliklendirilmelidir. Laboratuvarlar, spor salonları ve sanat atölyeleri gibi alanların kurulması, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için kritik adımlardan birisidir.”

