Sosyal Medyada Güvenlik Alarmı: Deepfake Videoların Hedef Aldığı Kişiler ve Yeni Yasal Düzenlemeler

Son yıllarda yapay zekâ teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte sosyal medyada derin sahtelik (deepfake) olarak bilinen içeriklerin sayısında ciddi artış yaşanıyor. Gerçek bir kişiye ait görüntü ve seslerin, tamamen sahte senaryolarda kullanılmasıyla oluşturulan bu videolar, özellikle tanınmış kişiler başta olmak üzere birçok birey için ciddi bir güvenlik riski haline geldi. Bu tehdit karşısında, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de yeni yasal düzenlemelere duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor.

Ünlü İsimler ve Kadınlar Başlıca Hedef

Deepfake içerikler, çoğunlukla kamuya mal olmuş isimleri, siyasetçileri ve kadınları hedef alıyor. Bu videolar; kişilerin hiç söylemediği sözleri söylemiş gibi gösteriyor, sahte senaryolarda yer veriyor ya da bilinçli olarak itibar zedeleme amacıyla yayılıyor. Bazı örneklerde deepfake teknolojisi, dolandırıcılık yöntemlerinde bile kullanılarak kişilerin adlarıyla sahte yatırımlar ve reklamlar servis ediliyor.

Hukuki Boşluklar ve Yeni Düzenleme İhtiyacı

Türkiye’de Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), 2024 yılı başında deepfake içeriklere dair bir bilgilendirme rehberi yayımlayarak farkındalık yaratmaya çalıştı. Ancak mevcut mevzuat, bu yeni teknolojik tehdidi önlemede yetersiz kalıyor. Rızaya dayalı olmayan içerikler için hızlı müdahale mekanizmalarının olmaması, kişilik haklarının etkin şekilde korunmasını zorlaştırıyor. Uzmanlar, Türk Ceza Kanunu ve ilgili veri koruma yasalarının deepfake özelinde güncellenmesi gerektiğini belirtiyor.

Dünyada Alınan Önlemler

Birçok ülke, bu alandaki riskleri azaltmak adına yasal adımlar atmaya başladı. Amerika Birleşik Devletleri, reşit olmayan bireyleri içeren içeriklere karşı “Take It Down” adlı yasal düzenlemeyi hayata geçirdi. Avrupa Birliği ise, yapay zekâya ilişkin hazırladığı yeni yönetmelikle, deepfake videoların açıkça etiketlenmesini zorunlu hale getirdi. İngiltere ise deepfake üretimini doğrudan suç kapsamına aldı.

Kimler Risk Altında?

Kadınlar, azınlık grupları, gazeteciler ve politikacılar deepfake içeriklerin en fazla hedef aldığı gruplar arasında yer alıyor. Özellikle kadınları hedef alan asılsız içerikler psikolojik travmaya ve itibar kaybına yol açarken, içeriklerin sosyal medya platformlarında hızla yayılmasıyla mağdurların mücadele süreci daha da zorlaşıyor.

Uzmanlar Ne Öneriyor?

Uzmanlara göre, Türkiye’de bu tehditle etkili mücadele edebilmek için aşağıdaki adımların atılması gerekiyor:

• Deepfake içeriklerin görsel olarak işaretlenmesi zorunlu hale getirilmeli
• Rızaya dayanmayan videolar için hızlı içerik kaldırma sistemi oluşturulmalı
• Mağdurların hukuki tazminat yollarına erişimi kolaylaştırılmalı
• Yasal boşluklar net biçimde düzenlenerek, teknolojiyle uyumlu bir mevzuat hazırlanmalı

Derin sahte videoların yaygınlaştığı bu dönemde, sosyal medyada güvenli bir alan oluşturabilmek için sadece bireysel farkındalık değil, yasal çerçevenin de hızlıca güçlendirilmesi gerekiyor. Hem bireylerin haklarını korumak hem de dijital dünyanın güvenilirliğini sağlamak adına adım atılması artık bir zorunluluk haline gelmiş durumda.