Avrupa’daki Müslüman STK’ler, Gazze’de ateşkes çağrısında bulundu

BELÇİKA, – AVRUPA’daki Müslüman toplulukları temsilen 8 sivil toplum kuruluşu (STK), yayınladıkları deklarasyonda Gazze’de derhal ateşkes sağlanması ve soykırımın sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden Müslüman STK’lerden temsilcileri, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nun basın merkezinde bir araya gelerek ‘Gazze Deklarasyonu’nu kamuoyuna sundu. Deklarasyonda, İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırılarında 58 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği, yüz binlerce insanın nerede olduğunun bilinmediği ve kurbanlar arasında çok sayıda çocuğun bulunduğu belirtildi. Ailelerin yok olduğu, yaşam alanlarının tamamen yıkıldığı ve insanların su ile yiyecek bulmaya çalışırken öldüğü ifade edilerek, açlığın bilinçli bir savaş silahı olarak kullanıldığı ve insani yardımın kısıtlandığı kaydedildi.

Deklarasyonda, geçmişte masum insanların öldürülmesinin, faili kim olursa olsun kınandığı ve sivil kayıpların trajik olduğu vurgulandı. Ateşkes, insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve iki devletli çözümden yana olunduğu belirtilerek, çatışmaların kötüleştiği ve Gazze’de sivil altyapının sistematik şekilde tahrip edildiği ifade edildi. Uluslararası hukukçular, insan hakları örgütleri ve BM temsilcilerinin, yaşananların soykırım olduğunu dile getirdiği aktarıldı.

Deklarasyonda, ‘Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın UNRWA’nın yerini aldığı ancak yardım erişimini zorlaştırdığı ve Gazze’yi terk etme baskısını artırdığı belirtildi. İnsanların yerinden edilmesini destekleyen bir yardım yapılanmasının krizi derinleştirdiği, dağıtım noktalarında insanların ekmek için öldürüldüğü vurgulandı. Batı Şeria’da ise kamulaştırmalar, zorla tehcir ve yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesiyle durumun kötüleştiği ifade edildi.

Avrupa hükümetlerinin sembolik tepkilerinin yetersiz olduğu belirtilen deklarasyonda, insan haklarına bağlılık iddiasıyla pasifliğin çeliştiği ve Avrupa siyasetinin kırmızı çizgilerinin sorgulandığı kaydedildi. İsrail’deki bazı siyasi figürlerin Gazze’yi kalıcı şekilde kontrol etme veya ilhak etme hedefinden bahsettiği, Filistin devletinin kurulmasının engellendiği kaydedildi.

Deklarasyonda talepler, şu şekilde sıralandı:

“Acil ateşkes sağlanmalı ve soykırım durdurulmalı,

Tüm rehineler ve haksız yere alıkonulanlar serbest bırakılmalı,

İnsani yardım için engelsiz erişim sağlanmalı,

Savaş suçlarında kullanıldığı sürece silah sevkiyatı durdurulmalı,

Uluslararası Ceza Mahkemesi siyasi baskıdan bağımsız çalışmalı,

Gazetecilerin Gazze’ye erişimi ve bağımsız habercilik yapabilmeleri için güvenlikleri garanti altına alınmalı,

Özgür ve egemen bir Filistin devleti, iki devletli çözüm çerçevesinde tanınmalı.”

Deklarasyonda, Avrupa nüfusunun çoğunluğunun bu görüşleri paylaştığı ve anketlerin net bir siyasi duruş alınmasını desteklediği belirtilirken, halkın taleplerinin parlamentolarda karşılık bulmadığı ifade edildi. Bu uyuşmazlığın demokratik süreçlere olan güveni tehdit ettiği vurgulandı. İslam dünyasının bazı kesimlerinin kararlı bir diplomatik girişimde bulunmadığı, sembolik hareketlerle yetindiği ve bunun hayal kırıklığı yarattığı kaydedildi.

Avrupa’daki Yahudi cemaatleriyle uzun süredir saygı temelli bir diyalog sürdürüldüğü belirtilen deklarasyonda, aşırılık yanlılarının toplumlar arasına nifak sokmasına izin verilmeyeceği, ırkçılık, İslam karşıtlığı ve antisemitizmin kabul edilemez olduğu vurgulandı. Filistinli ve Yahudi ailelerin acılarının farkında olunduğu ifade edilerek, barış ve adaletin birbirinden ayrılmaz olduğu belirtildi.

Deklarasyonda, Filistin halkına ithafen “Yaşadığınız tarifsiz acıyı hayal bile edemiyoruz. Ölümler, yaşam alanlarının yok edilmesi ve ailelerin çektiği acılar bizi derinden sarsıyor. Dünyadaki birçok karar vericinin pasifliği bu felakete katkıda bulunuyor. Ancak hem acılarınız hem de barışçıl, adil bir gelecek umudunuz unutulmamalı. Hikayelerinizin duyulması, haklarınıza saygı gösterilmesi ve özgür bir yaşam için elimizden geleni yapmaya kararlıyız” ifadelerine yer verildi.

Deklarasyonda, Filistin’i tanıyan ve insan hakları ihlallerine karşı somut adımlar talep eden Avrupa devletlerine, ayrıca Gazze ve Batı Şeria’daki acılara dikkat çeken sanat, spor, medya ve akademi dünyasından isimlere teşekkür edildi. Duaların ve çabaların, barış ve yaşanabilir bir Filistin’in yeniden inşası için olduğu vurgulandı.

Gazze Deklarasyonu’na imza atan kuruluşlar şöyle:

– Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi (KRM)

– Fransa İslam Konseyi (CFCM)

– Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ)

– Belçika Müslümanları Yürütme Organı (EMB)

– Norveç İslam Konseyi (IRN)

– Hollanda Müslümanlarla İletişim Organı (CMO)

– Danimarka Müslümanlar Birliği (DMO)

– İtalya İslami Topluluk ve Kuruluşlar Birliği (UCOII)