İSTANBUL, – İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Özel Eğitim alanında akademik çalışmalara imza atan Dr. Öğr. Üyesi Fidan Güneş Gürgör Kılıç, 20 Kasım’da kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, özel gereksinimli, mülteci ve maddi imkânları kısıtlı olan çocukların özellikle iki kat dezavantajla karşı karşıya olduğunu ifade etti. 20 Kasım 1989’da Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ‘Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye atıfta bulunan Dr. Kılıç, eğitim hakkı, korunma hakkı gibi temel hakların günümüzde birçok çocuk için yalnızca teorik bir durumda kaldığını belirtti.
Ayrıca, dezavantajlı çocukların eğitim süreçlerinden dışlandığını ve bu durumun sonuçlarının her daim toplum gündeminde yer aldığını vurgulayan Dr. Kılıç, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine işaret ederek, son on yıl içerisinde Türkiye’de 671 çocuk işçinin iş kazalarında yaşamını yitirdiğini aktardı. Bu durumun, çocuk haklarına daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini gözler önüne serdiğini kaydetti.
Dr. Kılıç, Türkiye’de Ocak 2022 itibariyle 425 bin 816 kayıtlı özel gereksinimli çocuk olduğunu, ancak özel gereksinimli mülteci çocukların sayısı hakkında kesin bir verinin mevcut olmadığını belirtti. Bu grubun iki kat dezavantajlı ve sıklıkla göz ardı edilen bir nüfus olduğunu ifade etti.
Kaynaştırma eğitimine ilişkin iyi örneklerin sayısının artırılması gerektiğini ifade eden Dr. Kılıç, genel eğitim sınıflarında görevli öğretmenlerin özel gereksinimli çocuklara yönelik sınıf içi uyarlama ve destek açısından daha fazla bilgi ve yardım gereksinimi duyduğunu dile getirdi. Özel gereksinimli çocukların, uygun destek hizmetleri ile birlikte eğitilerek akranlarıyla bir arada bulunduğu bir eğitim sisteminin oluşturulması gerektiğini vurguladı. Eğitim sisteminin öğretmen merkezli yürütülmesinin beraberinde pek çok sorunu getirdiğine dikkat çekti.
Kaynaştırma eğitiminde destek hizmetlerinin çeşitlenmesi gerektiğini dile getiren Dr. Kılıç, okullarda özel gereksinimli çocuklar için birebir ya da küçük gruplarda eğitim alabilecekleri destek eğitim odalarının yaygınlaştırılması gerektiğini savundu. Bu süreçte yer alacak personelin uygun niteliklere sahip olması gerektiğini belirten Dr. Kılıç, devletin destek sağladığı gölge öğretmen uygulamalarının önemini ve öğretmenlerin danışmanlık hizmetlerinden yararlanmalarını önerdi.
Özel gereksinimli çocukların ailelerinin yanı sıra tipik gelişim gösteren çocukların ailelerinin de sürece dahil edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Kılıç, bu ailelerin farklı gelişim gösteren çocuklar konusunda bilgi eksikliği yaşadığını belirtti. Bu durumun, kapsayıcı eğitim politikalarının etkin bir şekilde uygulanmamasının bir sonucu olduğunu ifade etti.
Son olarak Dr. Fidan Güneş Gürgör Kılıç, çocuk haklarının tam anlamıyla korunabilmesi için, çocuk dostu politikaların uygulanması gerektiğine vurgu yaparak, eğitime yeterli bütçenin ayrılması, ilgili tüm paydaşların ortak kararlar alması ve kısa vadeli değil, fırsat eşitliğine dayanan uzun vadeli politikaların geliştirilmesi çağrısında bulundu.

