Mehmet ÇINAR/BURDUR, – Burdur Gölü’ndeki su seviyesi son yıllarda giderek düşerken, Lisinia Doğa Yaşam Alanı’nın kurucusu Öztürk Sarıca, bu durumu “Gölün içinden çıkan suları gün geçtikçe azaltıyor, artık kenarlarda yalnızca su birikintileri kalıyor ve bu durumu gölün gözyaşları olarak adlandırabiliriz” sözleriyle ifade etti.
Türkiye’nin en önemli doğal su kaynaklarından biri olan Burdur Gölü, kuraklık sebebiyle son yıllarda ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kalıyor. Gölün doğusundaki sığ alanlardaki su kaybı artarken, kuzey bölgesindeki çekilmeler de dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra batı ve güney kısımlarında da su seviyelerindeki düşüş oldukça belirgin hale geldi. Özellikle kuzey tarafında su çekilmesinin ardından geride kalan küçük su havuzları, DHA ekibi tarafından kaydedildi.
Kansere bağlı kayıplarının ardından Burdur Gölü’nü koruma amacıyla Lisinia projesini kuran Sarıca, bu bölgedeki su kaybının artışı hakkında kamuoyunu bilgilendiriyor.
BURDUR GÖLÜ TEHLİKE ALTINDA
Öztürk Sarıca, “Temiz bir doğa bırakmak ve insanların sağlığını korumak için çalışmalara başladık. 9 farklı projeyle amacımız suların korunması ve Burdur Gölü’nün geleceği. Gelecek nesillere içme suları bırakabilmek adına sürekli uyarıyoruz. Göl üzerindeki çekilmeler her geçen gün artacak ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak” diye konuştu.
SU KAYBINA NEDEN OLAN TARIM UYGULAMALARI
Sarıca, bölgenin büyükbaş hayvancılık ve mısır-yonca üretimi üzerine odaklandığını belirterek, “Bu tarım ürünleri için kullanılan suyun büyük bir kısmı maalesef bölgedeki doğal kaynakları tehdit ediyor. Alternatif olarak küçükbaş hayvancılık üzerine çalışmalar yaptık; özellikle Honamlı keçi yetiştiriciliği belirgin hale geldi” dedi.
SU TASARRUFU VE ALTERNATİF TARIM YÖNTEMLERİ
Öztürk Sarıca, su tasarrufuna yönelik damla sulama, aromatik bitki üretimi ve susuz tarım konularında yaptıklarını anlatarak, “3 bin dekarlık bir alanda lavanta ve diğer aromatik bitkilerin üretimini gerçekleştiriyoruz. Hedefimiz, insanların bu modelden etkilenerek daha az su tüketen tarımsal faaliyetlere yönelmeleri” ifadelerini kullandı.
KAYBOLAN ADACIKLARIN İLANI
2014 yılında çekilen belgeselde gölün içinde yer alan adanın şimdi tamamen kara parçalarına dönüştüğünü aktaran Sarıca, “Doğudan çekilen gölde batı ve kuzey kesimlerinde de benzer bir durumda. Önümüzdeki yıllarda bu durum daha da kötüleşecek” şeklinde uyarıda bulundu.
SAĞLIK RİSKLERİ VE KİRLİLİK PROBLEMLERİ
Burdur Gölü’ndeki çekilmelerin kirlilik yaratacağını ve bunun sağlık sorunlarına yol açacağını belirten Sarıca, “Hava kirliliği akciğer sorunlarına sebep olacak ve gölün kaybı sadece görsel bir problem değil. Aynı zamanda temiz içme suyu kaybı da yaşanacak” dedi.
SU TASARRUFUNA DESTEK ÇAĞRISI
Damla sulama yönteminin desteklenmesini isteyen Sarıca, “Tıbbi aromatik bitkiler üzerine Türkiye genelinde desteklerin artırılması gerekiyor. Çiftçilerin su tüketimini azaltacak noktalara yönlendirilmesi hayati önem taşıyor. Susuz tarım uygulamalarının desteklenmesi halinde gelecek nesillere aktarma imkanımız olur” şeklinde konuştu.
GÖLÜN ÇEKİLMESİ HIZLANIYOR
Son yıllarda göldeki çekilmelerin arttığını vurgulayan Öztürk Sarıca, “Sığ alanlardaki çekilmeyi daha önce gördük; fakat derin bölgelerde de benzer durumlar gözlemleniyor. Şu an uzaktan bakıldığında bile göldeki su seviyesinin düştüğü açıkça görülüyor” dedi.
Tarımsal su kullanımındaki artışın göldeki çekilmeyi hızlandırdığını belirten Sarıca, “İklim değişikliği, yağmur düzenindeki bozukluklar ve insan müdahalesi nedeniyle su kaynakları azalıyor ve yer altı suları tükenme noktasına geldi” ifadelerini kullandı.









