spot_img

Edirne- Prof. Dr. Öztürk: Çay ve kahve su ihtiyacını karşılar düşüncesi hatalı /Video eklendi

Tarih:

Umut IŞIK- Batuhan SEVER/EDİRNE, – TRAKYA Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Levent Öztürk, artan su ihtiyacının, çay veya kahveden karşılanabileceği düşüncesinin hatalı olduğunu belirterek, “Çayı seven bir milletiz. Çay, kahve içtiğimiz zaman bir yerde su ihtiyacımızı karşıladığımızı düşünüyoruz ama bu hatalı bir düşünce. Çünkü çay, kahve gibi içecekler aynı zamanda idrar söktürücü özellik gösterir. Aldığımız kadarını veya daha fazlasını kaybettirebilir bize. O nedenle su ihtiyacını, su olarak karşılamakta yarar var” dedi.

TÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, iklim değişikliğiyle birlikte artan hava sıcaklıklarında, vatandaşların özellikle sıcak çarpmasına dikkat etmeleri gerektiğini, 11.00 ile 17.00 saatleri arasında mecbur olmadıkça dışarı çıkılmaması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“İklim değişiklikleri özellikle son yıllarda aşırı sıcak havaları da beraberinde getirdi. Bu sıcak havalarda dikkat etmemiz gereken belli noktalar var. Özellikle kalp damar sağlığını tehdit eden durumlar ortaya çıkabilir. Bizim sıcak çarpması dediğimiz klinik durum genelde vücudumuzun iç sıcaklığının 40,5 derecelerin üzerine çıkmasında görülür. O nedenle havalar özellikle 40 derece üstüne çıktığında risk de taşır. İlk yapmamız gereken sıcaktan uzak durmak. Yani olabildiğince günün en sıcak saatlerinde bu sabah 11.00 ile akşam üzeri 17.00-18.00 civarı olabilir. Bu saatlerde eğer mecbur değilsek dışarıda açık havada bulunmamak. İkinci yapabileceğimiz şey; vücudumuzun su ihtiyacını yeterince karşılamak ve biraz da fazlasını almak. Çünkü sıcak havalarla birlikte terlemeyle, nefes alıp verirken, buharlaşma yoluyla su kaybı fazla oluyor. Bu su kaybı, tansiyon düşüklüklerine neden olabilir. Beraberinde kalp hastalığı da varsa daha acil durumlara da yol açabilir. O nedenle mutlaka yanımızda bir şişe su taşıyarak sıcak çarpmasından korunmak amacıyla suyumuzu düzenli olarak almaya özen göstermeliyiz.”

‘GENİŞ SİPERLİKLİ ŞAPKA TAKILMALI’

Prof. Dr. Öztürk, “Üçüncü ve alabileceğimiz önlem kendimizi soğutmak amacıyla suyu püskürterek üfleyen bu parfüm şişelerine benzeyen şişelerden olabilir. Bununla özellikle yüz boyun bölgesine su püskürtmek ince partiküller halinde soğumayı sağlayacaktır. Mutlaka şapka takmamız gerekiyor. Şapkaların mümkünse siperlikleri geniş olmasında yarar var. Bu daha koruyucu olacaktır” dedi.

UYKU ORTAMI SICAKLIĞINA DİKKAT

Prof. Dr. Öztürk, uykunun da ortam sıcaklığından doğrudan etkilendiğini belirterek, “İdeal uyku ortamı sıcaklığı, 19-20 derece civarında verilir kitabi olarak. Bizim bazen bu derecelerde tutmamız mümkün olmuyor ama 22 derecenin üstüne çıktığında yatak odası sıcaklığı uyku kalitesi bozulmaya başlıyor. Uykuya dalmakta zorlanabiliriz. Uykuyu sürdürmekte zorlanabiliriz veya 16 derecenin altında düştüğünde soğuk havalarda da uyku kalitesi bozulur. Özellikle yatak odasında klima bulunduran evler için şunu önerebiliriz. Klimaları uyku sırasında çalıştırmamakta yarar var. Ya da yatmadan bir saat, bir buçuk saat öncesinde çalıştırıp odanın böylece nemini almasını sağlamakta fayda var. Belirli bir soğuması sağladıktan sonra klimayı kapatıp yatmak. Ama bu idare etmiyorsa oda sıcaklığını 24 derecenin altına da düşürmeden yani klima sıcaklığını 23-24 dereceye ayarlayarak çalıştırmak klimaya bağlı soğuk sıcak dengesizliğine bağlı, hastalanmaların önüne geçecektir” diye konuştu.

‘BOL KIYAFETLER GİYMEK VÜCUDU RAHATLATACAKTIR’

Prof . Dr. Öztürk, sıcak havalarda kıyafet seçiminin de doğru yapılması gerektiğine dikkat çekerek, “Vücudumuzun iç sıcaklığı 37 derecedir. Bu vücudun dış katmanlarına doğru azalır. 22 derecelere kadar düşer. Fakat ortam ısındığında kor sıcaklık dediğimiz sıcaklık da içten daha artmaya başlıyor ve özellikle bu kor sıcaklığın 40 derece üstüne çıkması da risk teşkil ediyor. Bunun için pek çok önlem alınabilir. Dışarı çıkarken örneğin açık renkli kıyafetler giymek, ışığı yansıtacağı için bizi rahatlatacaktır. Bir diğeri çok sıkı, vücudumuza yapışan kıyafetler yerine daha bol, içeride hava boşluğu bırakabilen kıyafetler giymek yine rahatlatacaktır. Bir diğer dikkat edeceğimiz nokta bu kıyafetin üretildiği tekstil ürünü türü. Yani naylon tarzı kıyafetler biraz daha terlemeyi hapsetmeyeceği için vücudu rahatsız edebilir. Ama pamuklular veya keten tarzında kıyafetler vücudumuzun daha rahat olmasını sağlar. Yani olabildiğince bol rahat havadar ve açık renkli giyim sağlamalıyız” ifadelerini kullandı.

‘ÇAY VE KAHVE SU İHTİYACINI KARŞILAMAZ’

Çay veya kahvenin, vücudun ihtiyaç duyduğu suyu karşılamadığını dile getiren Prof. Dr. Öztürk, “Su alımı çok önemli. Suyumuzu yanımıza taşıyarak sürekli su ihtiyacımızı karşılayacak önlemler almak zorundayız. Genel olarak önerilen ortalama günde iki buçuk, üç litre civarında sudur. Ama bunu çoğumuz karşılayamıyoruz. Su olarak karşılayamıyoruz. Bir de bir tabii ki çayı seven bir milletiz. Çay, kahve içtiğimiz zaman bir yerde su ihtiyacımızı karşıladığımızı düşünüyoruz ama bu hatalı bir düşünce. Çünkü çay, kahve gibi içecekler aynı zamanda idrar söktürücü özellik gösterir. Aldığımız kadarını veya daha fazlasını kaybettirebilir bize. O nedenle su ihtiyacını su olarak karşılamakta yarar var. Ama o kadar suyu sevmediğimiz zaman su oranı yüksek olan gıdaları tüketmek de buna katkı sağlar. Örneğin salatalık tüketiyorsunuz diyelim. Salatalığın yüzde 90’ı sudur zaten. Bu şekilde gıdalarda su desteği sağlar” diye konuştu.

HABERİ PAYLAŞ:

spot_imgspot_imgspot_img

En Son Haberler

spot_img

DAHA FAZLA
MEDYA ÖZEL

İstanbul – Esenyurt’ta inşaat alanında çıkan yangın söndürüldü

Veysel TİMDU / İSTANBUL, - ESENYURT'ta inşaat...

Evde düşerek yaralandığı belirtilen adamı, eşinin bıçakladığı ortaya çıktı

Mert CONA/ AYDIN, - AYDIN’ın Efeler ilçesinde, tartıştığı...

Archie Brown: Burada olmak benim için bir onur

İSTANBUL, –FENERBAHÇE’nin yeni transferi Archie Brown, kendisini...

Galatasaray, hazırlık maçında Ümraniyespor’u 5-2 yendi

Sacit GÖNCÜ / İSTANBUL, - GALATASARAY, 2025-26 sezonu...