Gazze Mahkemesi’nde Filistin’e Yönelik Soykırım İddiaları Masaya Yatırıldı

İSTANBUL, – Gazze Mahkemesi’nin son oturumunun açılışında söz alan Eski BM Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk, “İsrail’in soykırım amaçlarına ulaşmasının önüne geçmeliyiz ve Filistin topraklarında varlık göstermelerini istemiyoruz. Mahkemede, hayatta kalanların ifadeleri dinlenecek ve Gazze’de 7 Ekim’de meydana gelen Hamas saldırısının ardından başlayarak yaşanan sürecin detayları ele alınacak. Tanıklar, soykırıma dair önemli delilleri, Gazze’deki evler, su ve elektrik alt yapısının, binaların ve diğer hizmetlerin yok edilmesini; hastane, okul ve üniversitelerin hedef alındığını aktaracaklar. Ayrıca, suikast teşebbüsleri, doktorlar ve yardım çalışanlarına yönelik saldırılar gibi olaylar da mahkemede gündeme getirilecek” dedi.

Bugün İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen Gazze Mahkemesi’nin oturumuna, farklı uluslar ve mesleklerden birçok aktivist, avukat, yazar, sanatçı ve müzisyen katılım gösterdi. Dört gün sürecek olan mahkeme, Gazze’de yaşanan insanlık krizine dair belge ve analizleri paylaşacak. Jüri üyeleri arasında yazar Kenize Mourad, akademisyen Chandra Muzaffar, Profesör Christine Chinkin, Dr. Ghada Karmi ve şair Tamim Al Barghouti gibi isimler yer almakta. Nihai karar ise 26 Ekim tarihinde verilecek.

‘SOYKIRIM SÜRECI DEVAM EDİYOR’

Açılışta konuşan Prof. Dr. Richard Falk, şu an oldukça kritik bir süreç içinde bulunduklarını ifade ederek, “Gazze ve Batı Şeria’da ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. İnsanlar bombardıman ve füzelerle tehdit altında. İnsani yardımlar yetersiz kalıyor. Soykırımın sona erdiğini düşünmemeliyiz; barış kapıda fakat şu an tetikte olmak zorundayız. Gazze’de hayat pahalılaşırken, insanlar açlık, hastalık ve yaralanmalara karşı mücadele veriyor. Siyasi propaganda ise süregelmektedir. Gazze’deki kaos, bölgedeki korkunun yönetildiğini gösteriyor. Trump’ın teşvikiyle sağlanan ateşkes birçok kişi tarafından desteklendi. Ancak, bu durum Filistinliler için bir ihtiyaçtı. İsrail’in uygulamaları, geçmiş dönemlerin sömürü planlarını andırıyor ve bu durumun hedefleri açıkça ortada. Bu nedenle, yaşanan soykırımı dünyaya duyurmak için sorumluluk almalıdır” şeklinde konuştu.

‘MEDYADA İSRAİL YANLILIĞI VE ÇİFTE STANDARTLAR’

Prof. Falk, “Uluslararası mahkemeler Gazze’deki olayları incelemek için önemli bir zemin sağlıyor. Gazze Mahkemesi, gerçeklerin açığa çıkarılması için bir fırsat sunuyor. İki yıl içerisinde burada atılacak adımlar halkın barış ve adalet isteğiyle mükemmel bir şekilde örtüşmelidir. Bunun yanında, bazı medya kuruluşlarının İsrail’in lehine haber yapmaya çalıştığını gözlemliyoruz. 20 İsrailli rehin alındı ama aynı zamanda Filistinlilerin durumu yeterince görünmüyor. Bu durumu kamuoyuna duyurmak gerekmekte. Gazze’deki soykırım iddiaları bir rapor aracılığıyla anlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Falk, Filistin halkına yönelik uluslararası yönetimlerin bu konudaki etkisinin yetersiz kaldığını ve ülke içinde de söz konusu muhalefet edenlerin ciddi baskılara maruz kaldığını belirtti. Gazze Mahkemesi’nin bu noktada önemli bir işlev gördüğünü dile getiren Falk, yaşananların belgelenmesi ve bununla ilgili bir raporun yayınlanmasının beklendiğini de ekledi. Filistinlilerin haklarını savunma mücadelesinin devam ettiğini vurgulayan Falk, mevcut diplomasi ortamının bunu zorlaştırdığını da ifade etti. “Bu mücadele, uluslararası kamuoyunun desteğiyle güçlenmelidir. Gazze Mahkemesi ve benzeri inisiyatifler, Filistin halkının meşru haklarının tanınması adına bir platform sunmaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.