İbrahim UĞUR/ERBAA, (Tokat), – Tokat’ın Erbaa bölgesinde bir bağ evine bırakılan bir sandığın açılması sırasında içinde saklanan el yapımı patlayıcının patladığı ve bu sebeple 5’i jandarma 6 kişinin yaralandığı olaya dair yeni görüntülerle birlikte, otel çalışanı olan bir tanığın ifadesi gün yüzüne çıktı. U.Ş. (28) isimli tanığın beyanında, “Patronum otelde bulunduğum zaman diliminde, birkaç defa piknik tüpünü bahçeye çıkarıp ters çevirerek yakıyordu, nedenini bilmiyordum. Ayrıca otelin ön kısmında demir parçaları gördüm” şeklinde ifade verdiği aktarıldı.
Olay, 18 Mayıs 2024’te saat 21.00 civarında Karayaka beldesinde gerçekleşti. Ahmet Karaçoban (63) ve oğlu Sefa Can Karaçoban (29), cep telefonlarıyla beldede devriye görevinde olan jandarma komutanını arayarak bağ evlerine zorla girilmeye çalışıldığını ve içeride kendilerine ait olmayan kilitli bir sandığın bulunduğunu bildirdi. Jandarma ekipleri hemen olay yerine intikal etti. Ahşap sandığın açılmasıyla içinde piknik tüpüne bağlı olarak düzenlenmiş, parça tesirli hale getirilmiş patlayıcı infilak etti. Patlamada Ahmet Karaçoban, oğlu Sefa Can Karaçoban ve jandarmadan Uzman Çavuş Muhammed Avcı (25), Jandarma Astsubay Mustafa Evkay (32), Uzman Çavuş Burak Muslurget (30), Uzman Çavuş Alperen Songül (28) ve Uzman Çavuş Sezer Ertürk (28) yaralandı. İhbar üzerine bölgeye ambulans, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralılar, özel araçlar ve ambulanslarla Erbaa Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ancak Sefa Can Karaçoban, olaydan 4 gün sonra hastanede yaşamını yitirdi.
Tutuklandılar
Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, Sefa Can Karaçoban ile İsmail Güreldi (50) arasındaki husumetin sebebinin, boşandığı eşi K.G. ile ilişki yaşandığı iddiası olduğu öne sürüldü. 17 Mayıs 2024’te Samsun’dan yola çıkan Güreldi ve ortağı, olaydan bir gün önce Erbaa’ya geldi ve 18 Mayıs’ta tekrar Samsun’a döndü. İkisi de yakalanarak çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. İki şüpheli hakkında, Tokat 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘kasten öldürme’ ve ‘kasten yaralama’ suçlamalarıyla dava açıldı.
Davada 6’ncı celse
Bugün davanın altıncı duruşması gerçekleştirildi. Duruşmada, İsmail Güreldi ve Turgay Öztürk’ün işlettiği otelde çalışan U.Ş. dinlendi. Tanığın verdiği ifadede, “Sanıklar benim patronumdu. Olayın gerçekleştiği tarihten yaklaşık 15 gün önce işten ayrıldım. İsmail Güreldi, otelde bulunduğum dönemde birkaç kez piknik tüpünü bahçeye çıkarıp ters çevirerek yakıyordu, nedenini bilmiyordum. Otelin önünde demir ve spiral parçaları görüyordum. İsmail Güreldi zaman zaman tadilat yapardı, bu nedenle onunla alakalı olduğunu düşünmüştüm. O sıralar İsmail Güreldi, otel çalışanı B. hanımla birlikteydi. Yurt dışına çıkmadan 4-5 gün önce gece geç saatlerde Turgay Öztürk beni aradı. İsmail’in sinirli olduğunu söyledi ve Tokat’a gittiğini, kendisinin de peşinden gitmek zorunda kaldığını belirtti. Resepsiyonda beklememi istedi ve benden para bıraktı. Turgay, İsmail’in kafasının B.’den karışık olduğunu ve para meselelerini çok dert etmemem gerektiğini söyledi. Olayla ilgili bilgim bu kadar.” ifadeleri öne çıktı.
Sanıklar suçlamaları kabul etmedi
Tutuklu sanıklardan Turgay Öztürk, suçsuz olduğunu ve aleyhinde somut bir delil bulunmadığını dile getirerek, “Önceki savunmamı yine tekrar ederim. Ben böyle bir suçu işlemiyorum. Dosyada benimle alakalı somut bir tespit yok. Uzun süredir tutukluyum ve bu durum ailem açısından mağduriyet yaratıyor. Her iki tarafla da herhangi bir sorunum yok, suçsuzum ve beraatimi talep ediyorum.” şeklinde konuştu. İsmail Güreldi de, tanığın aleyhindeki beyanlarını kabul etmediğini, zaman zaman tadilat yaptığı konusunu kabul ettiğini, ancak patlayıcı madde yapacak kapasitede olmadığını belirtti. Eski eşiyle ilgili sorunların olduğunu kabul ettiğini, ancak bunun sebebinin çocuklarıyla görüşmesine izin verilmemesi olduğunu belirtti. Silahla Tokat’a gitmediğini ve olayla ilgisinin olmadığını savundu.
Olaydan 8 gün önce de sabaha karşı Erbaa’ya gelmişler
İsmail Güreldi ve Turgay Öztürk’ün patlamanın gerçekleştiği tarihten 8 gün önce, 10 Mayıs sabahı saat 03.29’da iki otomobille Erbaa’daki dinlenme tesisine geldikleri ve İsmail Güreldi’nin Turgay Öztürk’ün içinde bulunduğu beyaz otomobile bindiği, ardından siyah otomobilin bırakıldığı ve beyaz otomobille ayrıldıklarına dair görüntüler mahkemeye sunuldu. Mahkeme, sanıkların kaçma şüphesi bulunması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 26 Ocak 2026’ya erteledi.
