spot_img

BBP’li Destici: KKTC Türkiye’nin bölgesel varlığının garantisidir

Tarih:

Kübra SONKAYA-Canberk ÖZTÜRK/ANKARA, – BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Güney Kıbrıs silahlanırken, KKTC uluslararası alanda ‘tanınmamış’ bir statüde bırakılmak isteniyor. Bu tehlikeye karşı, Türkiye’nin, savunma kapasitesini artırması, Lefkoşa’daki diplomatik temsilini güçlendirmesi ve savunma iş birliği anlaşmalarıyla aktif bir caydırıcılık geliştirmesi zaruridir. KKTC, yalnızca diplomatik bir mesele değil, Türkiye’nin bölgesel varlığının garantisidir” dedi.

BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında konuştu. Destici, yaptığı açıklamada, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ile Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümü dolayısıyla KKTC’de özel bir gün yaşandı. Türkiye Cumhuriyeti de en üst düzeyde KKTC’deydi. Kıbrıs’ta, güçlü bir temsille, “Kıbrıs Türkü yalnız değildir, bu yolculukta, her zaman, Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türklüğünün yanındadır” mesajı verildi. Garantörlük, sadece bir hukuki statü değil, aynı zamanda Türkiye’nin askeri ve siyasi caydırıcılığının temelidir. Ancak bugün, Güney Kıbrıs’ın silahlanması ve uluslararası desteklerle güçlendirilmesi, garantörlüğün sistemli biçimde aşındırılması anlamına geliyor. Batı merkezli güçlerin, adadaki Türk askeri varlığını hedef alan girişimleri, garantörlüğü “meşruiyet dışına” itmeye yönelik bir stratejinin parçasıdır. Londra’nın tarafsız garantör görüntüsüne rağmen, fiilen Rum kesiminin tezlerine daha yakın bir duruş sergilemesi dikkat çekicidir. KKTC’nin güvenliği, Türkiye’nin güney sınırları ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarıyla doğrudan bağlantılıdır. Kıbrıs’taki Türk varlığının çözülmesi, sadece ada için değil, Türkiye’nin bölgesel egemenliği ve Mavi Vatan vizyonu için de büyük bir risk oluşturur. Güney Kıbrıs silahlanırken, KKTC uluslararası alanda “tanınmamış” bir statüde bırakılmak isteniyor. Bu tehlikeye karşı, Türkiye’nin, savunma kapasitesini artırması, Lefkoşa’daki diplomatik temsilini güçlendirmesi ve savunma iş birliği anlaşmalarıyla aktif bir caydırıcılık geliştirmesi zaruridir” dedi.

‘KUZEY KIBRIS, TÜRKİYE İÇİN DE DÜNYA TÜRKLÜĞÜ İÇİN DE PSİKOLOJİK KIRILMA NOKTASIDIR’

Destici, KKTC topraklarının Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hava ve deniz üstünlüğünü tahkim edeceği bir ileri karakol haline dönüştürülmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Güney Kıbrıs’ın ABD, Fransa, İsrail ve diğer aktörlerle ortak tatbikatlar yapması, Doğu Akdeniz’in kuşatıldığına dair somut işaretlerdir. Bu durum, Türkiye’nin deniz yetki alanlarının korunmasını ve KKTC’nin güvenliğini daha da kritik hale getiriyor. ABD’nin GKRY ve Yunanistan’ı, Dedeağaç’tan Girit’e, oradan Larnaka’ya uzanan bir hat üzerinden askeri üs ağına dahil etmesi, Türkiye’yi NATO içinde çevreleme stratejisinin parçasıdır. Bu tablo, Türkiye’nin NATO içi pozisyonunu yeniden değerlendirmesini zorunlu kılmaktadır. Türkiye, sadece denizlerde değil, siyasi ve askeri arenada da güçlü ve kararlı bir duruş sergilemelidir. KKTC, yalnızca diplomatik bir mesele değil, Türkiye’nin bölgesel varlığının garantisidir. Bu gerçek, tüm aktörlere net bir şekilde hatırlatılmalıdır. Bu kapsamda, KKTC’nin uluslararası tanınırlığını artıracak adımlar atılmalı, 2022 yılında Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilen KKTC, bu tür platformlar üzerinden uluslararası alanda daha görünür hale getirilmelidir. Böylece, hem diplomatik hem askeri cephede güçlü bir Türkiye – KKTC ekseni oluşturulabilir. Kıbrıs 554 yıldır Türklerin vatanıdır. Kıbrıs, üzerinde Türkiye’nin güvenliği için hayati bir önem taşımaktadır. Türkler tarafından son 200 yılda geri kazanılan tek toprak parçası olan Kuzey Kıbrıs, Türkiye Cumhuriyeti için de dünya Türklüğü için de psikolojik kırılma noktasıdır. Kıbrıs meselesinde gecikme, sadece Kıbrıs Türklüğünün değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına ve jeopolitik geleceğine ağır bedeller ödetme potansiyeli taşımaktadır. Güney Kıbrıs’ın silahlandırılması, statü tartışmasının ötesinde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığına yönelik bir tehdittir. Türkiye ve KKTC, bu tehdide karşı birlikte, kararlı ve stratejik bir duruş sergilemek zorundadır” diye konuştu.

‘TÜRKİYE, ZENGEZUR KORİDORU KONUSUNDA TAVİZ VERMEMELİ’

Destici, Zengezur Koridoru’na ABD’nin müdahil olması gündemine ilişkin, “Azerbaycan ile Nahçıvan arasında kara bağlantısı kurması beklenen bu koridor, bir ulaştırma projesi olmanın çok ötesinde anlamlar taşımaktadır. Son dönemde, ABD’nin, koridorun “uluslararası denetime” açılması yönündeki teklifleri, bölgesel aktörleri alarma geçirirken, Türkiye açısından da yeni bir stratejik sınavın habercisi olmuştur. ABD’nin Zengezur Koridoru’nun yönetimini üstlenme teklifinde bulunduğuna dair çıkan haberler, ilk bakışta diplomatik bir öneri gibi görünse de, aslında çok daha derin ve kapsamlı bir stratejinin taşlarını döşüyor. Bu tür “gözetim” teklifleri, ABD’nin, klasik müdahale argümandır. Önce hakem olarak gelir, sonra oyunun sahibi kesilir, kuralları koyar, aktörleri değiştirir, nihayetinde haritayı çizer. Konu, en az, Azerbaycan ve Ermenistan kadar, Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiriyor. Çünkü Zengezur hattı, Türkiye’nin, Orta Asya Türk devletlerinin tümüyle bir kara bağlantısı kurması anlamına geliyor. Türkiye’nin, Orta Asya Türk devletleriyle kuracağı kara bağlantısının ABD’nin insafına bırakılması, Doğu Akdeniz başta olmak üzere, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin bugünkü seyri dikkate alındığında, kabul edilebilir bir risk değildir. Aynı risk alanına, kısa bir süre içerisinde, Ermenistan’la birlikte, İran ve Rusya da dahil olacaktır. Türkiye, Zengezur koridorunun ‘geleceğin anahtarı’ olduğunu bilerek hareket etmeli ve asla taviz vermemeli geri adım atmamalıdır” ifadelerini kullandı.

‘TERÖRE BULAŞMAYAN HER FİKRİN SİYASET SAHNESİNDE YER ALMASINI SAVUNURUZ’

Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin tam silahsızlanma çağrısı yapan Destici, “Terör örgütünün “kullanım süresini doldurmuş” bir birimini kapatıp, diğer birimlerinin güçlenmesi için mücadele ediyorlar; bunu gizleme gereği bile duymuyorlar; kazana attıkları beş tane tüfeğe bakıp terör örgütünün kendisini feshettiğine inanmamızı bekliyorlar; inanmadığımız söyleyince de bizi “Kürt düşmanlığı”yla suçluyorlar; sonra da kendilerini ciddiye almamızı bekliyorlar. Bunlar gerçekten silah bırakmaktan ya da kendini feshetmekten bahsediyorsa, sadece PKK olmaz. İran’daki PJAK da, onun silahlı kanadı da, Irak’taki diğer unsurlar da, Suriye’nin kuzeyindeki PYD-YPG-SDG de silah bırakacak ve kendilerini feshedecek. DEM de kendini feshedecek. Ardından, yeni bir siyasi partiyle demokrasi içerisinde yollarına devam edebilirler. Biz teröre ve şiddete bulaşmayan her fikrin siyaset sahnesinde yer almasını, kendini ifade etmesini savunuruz” diye konuştu.

‘BU FOTOĞRAFTAKİ ÇOCUĞUN VEBALİ HEPİMİZİN BOYNUNA’

Gazzeli çocukların fotoğraflarını kameralara gösteren Destici, “Şu anda zulmün en büyüğü, katliamlar, soykırımlar yapılmaya devam ediyor ve daha da acısı, maalesef küçük yavrular, kundaktaki bebekler açlıktan ölüme terk ediliyor. Bu fotoğraflar hepimizin yüreğini dağlamalı. Bunu bütün dünya görüyor. İslam dünyası görüyor, Arap dünyası görüyor, Türk dünyası görüyor. Kendimizi, bu kardeşlerimizin yerine koyalım. Ve milyarlarca kişilik İslam dünyasından bize bir yardım eli uzanmadığını görelim, ne düşünürüz? Bu fotoğraftaki çocuğun vebali hepimizin boynuna. İslam dünyasının ayağa kalkması lazım. Türkiye’nin İslam dünyasını ayağa kaldırması lazım ve artık bu zulme bir son verilmesi lazım. Çünkü biz öyle bir milletin evladıyız ki; öyle bir neslin devamıyız ki, Milli Şairimiz Mehmet Akif’in dediği gibi ‘kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim’. Bunun gereği artık yapılmalı. Filistin’de Gazze’de masum çocuklar, masum kadınlar, siyonistlerin, katillerin soykırımcıların insafına terk edilmemeli, açlığa terk edilmemeli” şeklinde konuştu.

BBP Genel Başkanı Destici, İstanbul’da düzenlenen 17’nci Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı-IDEF2025’e değinerek, “Roketsan tarafından üretilen, hipersonik hıza sahip olan, 10 metre boyunda ve 7 bin 200 kilo ağırlığındaki TAYFUN BLOK-4 dikkat çekti. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. Destici ayrıca, 30 yıl önce, 24 Temmuz 1995 tarihinde hayatını kaybeden, Batı Trakya Türklerinin lideri Dr. Sadık Ahmet’i anarak rahmet diledi.

HABERİ PAYLAŞ:

spot_imgspot_imgspot_img

En Son Haberler

spot_img

DAHA FAZLA
MEDYA ÖZEL

Karabük’te orman yangınına müdahale sürüyor; 10 köy boşaltıldı, 55 hektar alan zarar gördü (2)

VALİ YAVUZ: ŞU ANA KADAR 10 KÖYÜ BOŞALTTIKKarabük'te orman...

Komşusunun kızını otobüs durağında tornavida ile yaraladı; o anlar kamerada

Atilla ATMACA/ EREĞLİ(Konya), - KONYA'nın Ereğli ilçesinde K.İ.,...

Balıkesir’de otluk alanda çıkan yangına ekiplerin müdahalesi sürüyor

Zeki KARADENİZ/ BANDIRMA(Balıkesir), - BALIKESİR’in Bandırma ilçesinde otluk...

İstanbul- Beyoğlu’da 3 katlı bina patlama sonrası çöktü -4 / Ek görüntüyle

İSTANBUL, – Beyoğlu’nda 3 katlı binanın en...