Medya Özel Dergi Dropdown

Cevdet Yılmaz: Türkiye Ekonomisi Güçlü ve Dayanıklı Bir Üretim Yapısına Sahip

Tarih:

CEVDET YILMAZ: ÜRETİM KAPASİTEMİZİN GÜCÜ TEST EDİLDİ

Parti gruplarının görüşmelerinin ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bütçe ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yılmaz, Türkiye’nin ekonomi dinamiklerinin, 2025 yılı itibarıyla dünya genelinde belirsizliklerin hâkim olduğu bu dönemde sağlam ve sürdürülebilir bir temelde büyümeye devam ettiğini vurgulayarak, “2026’da, dış ekonomik koşulların büyüme ve enflasyonla mücadele açılarında daha avantajlı olmasını öngörüyoruz. Avrupa Birliği ve MENA bölgelerindeki ticaret ortaklarımızın büyüme beklentileri, petrol gibi emtia fiyatlarının dengeli seyri ve gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının indirilmiş olması gibi faktörler etkili olmuştur. 2024 yılı içerisinde yüzde 3,3 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz, 2025’in ilk dokuz ayında yıllık olarak yüzde 3,7’lik bir büyüme sergileyerek 21 çeyrektir devam eden kesintisiz büyüme trendini sürdürmekle kalmamış, üretim kapasitemizin sağlamlığını bir kez daha göstermiştir” diye konuştu.

Büyümenin enflasyondan arındırıldığını belirten Yılmaz, “Sayın Murat Emir, bu durumu kendi partiniz içinde bilenlere danışın. Bu yalanı size yakıştıramadım. Gerçek yalanı size, hiçbir teknik temeli olmayan tabloları hazırlayanlar söylüyor” şeklinde ifade etti.

‘YILLIK YÜZDE 6 DARALMA TAHMİNİDE BULUNUYORUZ’

Yılmaz, sanayi bölümündeki iyileşmenin ve sabit sermaye yatırımlarındaki artışın, büyümenin daha sağlam bir yapı kazandığını gösterdiğini belirterek, “Bu üretim alanındaki gelişme, büyümenin yalnızca tüketime dayalı değil, aynı zamanda gelecekteki üretim kapasitesi ve yatırım iştahını da beslediğini ortaya koymaktadır. Büyümenin üretim ve verimlilik unsurlarından destek bulması, ekonominin sürdürülebilirliği açısından oldukça önemlidir. Tarım sektöründeki bu yıl görülen zayıf gelişmeler ise daha çok geçici etkilere dayanmaktadır. Geçen yılın yüksek baz etkisiyle birlikte, bu yıl meydana gelen iklimsel olaylar, üretim üzerinde geçici bir baskı uygulamıştır. Bu durumu kalıcı bir daralma olarak değerlendirmek doğru olmayacaktır. Tarım sektörümüz üçüncü çeyrekte yüzde 12,7 daralmış, ancak dördüncü çeyrek itibarıyla daha olumlu bir tablo gözlemlenmektedir; yıllık bazda yüzde 6 daralma tahmini yapıyoruz. Tarımda yaşanan bu geçici etkiler olmasa, büyüme oranımız daha yüksek, enflasyon oranımız ise daha düşük olacaktı. Eğer gelecek yıl bu dönemsel etkilerle karşılaşmazsak, hem büyüme hem de enflasyon olumlu yönde etkilenecektir. 2026 yılında tarım ve gıda konuları önceliklerimiz arasında yer alacaktır” diye belirtti.

‘2026 YILINDA ENFLASYONU YÜZDE 20’NİN ALTINA DÜŞÜRMEYİ AMAÇLIYORUZ’

Yılmaz, şu sözleri dile getirdi:

“Türk lirasının kazandığı güç ve ekonomi yönetimindeki etkin koordinasyon, atılan adımların sağlam temellere dayandığını ispatlamaktadır. Uygulanan stratejinin başarısı, Kasım 2025’teki verileri net bir biçimde ortaya koymaktadır. Yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 31,1’e ve mal grubu enflasyonunun yüzde 18,6’ya gerilemesi sürecin olumlu sonuçlar vermeye başladığını göstermektedir. Aralık ayında da bu düşüş trendinin devam etmesini ve 2025 yılı sonunu yüzde 30 civarında bir rakamla kapatmayı öngörüyoruz. Ocak ayındaki enflasyon ile birlikte, bunun yüzde 30’un altına inmesini, yani 20’li rakamları görmesini bekliyoruz. Mevsimsel etkilere göre revize edilmiş veriler ve temel göstergelerde dengelenme, fiyat artış hızındaki yavaşlamanın geçici değil, uzun vadeli bir iyileşme sürecine girdiğine işaret etmektedir. Mevcut kazanımlarımıza rağmen, mücadelemizi tamamlamış değiliz; özellikle hizmet sektörü ve kira fiyatlarındaki katılığın gelişimine dikkatle bakıyoruz. Bu çerçevede, Aralık ayına dair öncü veriler de olumlu bir manzara sunmaktadır. Arz tarafını güçlendiren reform adımlarımız ve talep yönetimindeki kararlılığımızla, 2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına çekmeyi ve 2027 itibarıyla yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz. Bu yolda para ve maliye politikalarımız uyum içinde işlemeye devam edecektir. Yeniden değerleme oranını uygularken de enflasyonla mücadeleye destek olacak bir yaklaşım benimseyeceğiz.”

Satın alma gücü paritesine göre Avrupa Birliği ülkelerinin kişi başına gelirinin ortalaması ile Türkiye verilerini kıyaslayarak, yakınsama oranının 2002 yılında yüzde 38,3 iken, 2024’te yaklaşık yüzde 70 seviyesine geleceğini söyleyen Yılmaz, “Bu oran 2025’te yüzde 71’i ve 2026’da yüzde 72’yi aşacaktır. Başka bir deyişle, 2002 yılında Avrupa’da standart bir vatandaş, kişi başına 100 liralık bir gelir varken, Türk vatandaşının geliri 38 lira ile sınırlıydı. Ancak son verilere göre, 2024’te bu gelir 70 lira seviyesine ulaşacak ve politikalarımız sayesinde bu yakınsamanın sürmesi, Türkiye’nin güçlü, rekabetçi ve yüksek gelirli ülkeler arasında daha belirgin bir konum almasına yardımcı olacaktır. 2025 yılı itibarıyla nominal bazda 1,5 trilyon doları aşacak bir büyüklük ile dünyanın 16’ıncı, satın alma gücü açısından ise 11’inci ekonomisi olmayı bekliyoruz” dedi.

‘HEDEFİMİZ, KALICI BİR YÜKSEK KATMA DEĞER VE TEKNOLOJİ YOĞUNLUĞUNA SAHİP İHRACAT YAPISI KURMAK’

2025 yılı Kasım ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatın yüzde 3,6 artışla 270,6 milyar dolara ulaştığını belirten Yılmaz, “Pazar çeşitliliği ve rekabetçi üretim gücümüzün bir sonucu olan bu tablo, sanayi ve teknoloji politikalarımızla desteklenmektedir. Amacımız, kalıcı olarak yüksek katma değer ve teknoloji yoğunluğuna sahip bir ihracat yapısını oluşturmak. İhracattaki bu artış, cari işlemler dengesinde de önemli bir iyileşme sağladı. Temmuz ayından itibaren dış dengede elde edilen başarı ile, üst üste dört ay cari işlemler fazlası gerçekleşti ve ekim ayında da 457 milyon dolar fazlalık kaydedildi. Ekonomimizin yapısal kapasitesini gösteren altın ve enerjiyi ayrı tutarsak, cari işlemler fazlasının yıllıklandırılmış olarak 46 milyar dolara çıkması, dış dengedeki iyileşmenin sağlam temellere dayandığını ortaya koymaktadır. Cari açığın finansman kalitesi de oldukça olumlu bir trend izlemektedir. Yıllıklandırılmış cari işlemler açığı 22 milyar dolara ulaşırken, hizmet ihracatımız yüzde 6,1 artışla 121,9 milyar dolara çıktı ve toplam mal ve hizmet ihracatımız ise 392 milyar doları geçti. Özellikle turizm ve taşımacılık gelirlerindeki güçlü performans, cari dengenin sürdürülebilirliği açısından büyük katkı sağlamaktadır. Gelecek dönemde amacımız, dış dengedeki bu iyileşmeyi derinleştirerek kalıcı hale getirmektir. Orta Vadeli Program hedeflerimiz doğrultusunda, 2025 yılında cari açığın milli gelire oranını yüzde 1,4 seviyesinde tutmayı planlıyoruz” şeklinde ifade etti.

‘HUZUR VE GÜVEN ORTAMI YATIRIM VE TİCARETİ CANLANDIRACAK’

Türkiye Yüzyılı Vizyonu çerçevesinde, orta ve uzun vadeli büyüme perspektifine Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge sürecinin olumlu katkı sağlayacağına dikkat çeken Yılmaz, “Huzur ve güven ortamı, yatırımları ve ticareti güçlendirerek, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerimiz dahil ülkemizin potansiyelini daha yüksek düzeyde harekete geçirilecektir. Kalkınma Yolu, Zengezur Koridoru ve Hicaz Demiryolu gibi stratejik projeler ile bölgedeki refah artacak ve istikrar daha da pekişecektir. Bu tür bir küresel ortamda, ekonomide uygulamakta olduğumuz istikrar programının etkileri daha bariz şekilde gözlemlenmeye başlanırken, işgücü piyasasında daha önce elde edilmiş kazançların korunması ve güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Mevsimsel etkilerden arındırılmış istihdam, üçüncü çeyrekte 65 bin kişilik bir artış göstermiş, işsizlik oranı yüzde 8,5 olarak kaydedilmiştir. Bu olumlu eğilim ekim ayında da devam etmiş; istihdam aylık bazda 185 bin kişi artarken işsizlik oranı 0,1 puan gerilemiştir. Bu durum, ekonomimizin dayanıklılığının somut bir göstergesi olur” şeklinde belirtti.

‘RİSKLERİ AZALTMAK İÇİN DAVRANIYORUZ’

Yılmaz, Merkez Bankası’nın durumu ile ilgili olarak, “12 Aralık 2025 itibarıyla Merkez Bankamızın brüt rezervleri, 190,8 milyar dolar seviyesine ulaşmış ve önceki yılın aynı dönemine kıyasla 27,3 milyar dolarlık bir artış göstermiştir. Geçici olarak uyguladığımız kur korumalı mevduat sistemini bu yıl sonlandırdık ve bu kapsamda bakiye işlemelerinin de kısa süre içinde tamamen biteceğini düşünüyoruz. Ülkemizin kredi risk priminin uygulanan programla önemli ölçüde düştüğünü gözlemliyoruz. Şu an geldiğimiz noktada 207 baz puan seviyelerinde yer almakta olan kredi risk primi, Mayıs 2018’den bu yana en düşük düzeydedir. Dolayısıyla, risk görünümündeki iyileşme ile birlikte dış borçlanma maliyetlerinin gelişen ülkelerle kıyaslandığında daha fazla gerilediği, yurt içindeki finansal piyasalarda güçlü ve dengeli bir durumun korunduğu ve riskleri önemli ölçüde azalttığımız bir noktada olduğumuzu belirtmek isterim” şeklinde ifade etti.

‘493 MİLYAR LİRAYI REEL SEKTÖR DESTEKLERİNE AYIRDIK’

Belediyelerin kayıp kaçağı düzelteceğini dile getiren Yılmaz, “Şehir içindeki kayıp kaçakları düzeltecekler ki, dolayısıyla gelen suyun da verimli kullanımı söz konusu olacak. Reel sektörü desteklemeye devam etmekteyiz. Bu kapsamda 493 milyar lirayı reel sektör destekleri için ayırmış durumdayız. Uyguladığımız istikrar programının özellikle emek yoğun sektörlerde bazı sıkıntılara neden olduğunun farkındayız ve iş dünyası ile sürekli istişare içindeyiz. Emek yoğun olan sektörlerimiz, tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi alanlarda yer almakta ve yıl içerisinde 2 bin 500 lira işçi başı destek sağladık. İstihdamını koruyan KOBİ’ler için gelecek yıllarda bu desteği 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz. Büyük ölçekli işletmeleri de kapsama alıyoruz. Emek yoğun sektörlerimizi, finansman koşullarının genel olarak iyileşeceği gözlemiyle destek görmektedir. Faiz oranları da indirim döngüsüne girmiş bulunmaktadır” diye belirtti.

‘BU AYIN SONUNDA 450 BİNDEN FAZLA HAK SAHİBİNE ANAHTARLAR TESLİM EDİLECEK’

Yılmaz, 6 Şubat depremleri sonrasında başlatılan inşaat çalışmalarına da değinerek, şunları söyledi:

“Bir taraftan depremin etkilerini elimine ediyoruz. İnşaat ve yeniden imar çalışmaları yürütüyoruz. Son 2,5 yılda 90 milyar dolarlık ek bir harcama yaptık; buna rağmen bütçe disiplinimizi koruduk. Borçlanmamızın faizlerindeki kısmi artışın en temel nedeni de budur. Ancak bu geçici bir durumdur ve önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde gündemimizden çıkacaktır. Buna rağmen yolumuza devam ediyoruz. Bu noktada önemli bir gelişmeyi de belirtmeden geçmeyelim; bu ay içerisinde 450 binden fazla hak sahibine anahtar teslimatları gerçekleştirilecektir.”

BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNE GÜÇLÜ MÜDAHALE

TBMM Genel Kurulu’nda 2026 yılı bütçe görüşmelerinin sonuna gelinmesinin ardından oylama sürecine geçileceği esnada, milletvekilleri arasında yumruklu kavga meydana geldi. AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank ile CHP Grup Başkanvekili Murat Emir arasında çıkan tartışma, hızla büyüdü. Konunun hararetlenmesi ile birlikte AK Parti ve CHP milletvekilleri birbirlerine saldırdı. Yaklaşık 2-3 dakika süren bu arbede sonrasında Numan Kurtulmuş, oturuma ara verdi.

‘2026 YILI BÜTÇESİ’ KABUL EDİLDİ

TBMM Genel Kurulu’nda, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi teker teker oylanarak kabul edildi. 2026 yılına ait bütçe teklifinin oylaması sırasında 569 oy kullanılırken, teklif 249 red oyuna karşılık 320 oyla kabul edildi. 2024 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nde ise 563 oy kullanıldı, teklif 247 red oyuna karşı 316 oyla kabul edildi.

HABERİ PAYLAŞ:

En Son Haberler

DAHA FAZLA
MEDYA ÖZEL

Beylikdüzü’nde Hırsızlık Şüphelileri Gözaltına Alındı

Ramazan IŞIKLI / İSTANBUL, (DHA) - Beylikdüzü'nde 3 iş yerine hırsızlık yapan M.F. (16) ve Muhammet A. (20) güvenlik kameralarının görüntüleriyle yakalandı. M.F.'nin 28, Muhammet A.'nın ise 9 farklı hırsızlık suçundan arandığı belirlendi. Diğer şüpheli E.G. için arama çalışmaları devam ediyor.

Beylikdüzü’nde 3 iş yerinde hırsızlık yapan 2 şüpheli yakalandı

Ramazan IŞIKLI / İSTANBUL - Beylikdüzü'nde 3 iş yerinden hırsızlık yapan 16 yaşındaki M.F. ve 20 yaşındaki Muhammet A. yakalanarak gözaltına alındı. M.F.'nin 28, Muhammet A.'nın ise 9 hırsızlıktan arandığı belirlendi. Olayla ilgili başka bir şüpheliyse aranıyor.

Beylikdüzü’nde Çocuk Oyun Parkında Çıkan Yangın Korkuttu, İtfaiye Müdahale Etti

Ramazan IŞIKLI/İSTANBUL, (DHA) - Beylikdüzü'nde bir çocuk oyun parkında, kimliği belirsiz bir kişinin yaktığı ateş yangına yol açtı. Kısa sürede büyüyen alevler itfaiye ekiplerince söndürüldü. Yangında yaralanan olmadı ve polis soruşturma başlattı.

Siirt’te Çocuk Annesi Kadının Cinayetinde Komşu Çift Tutuklandı

Siirt'te 39 yaşındaki Gülhan Börülce, komşuları Şükrü Kaya ve eşi Fatma Kaya tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Şükrü Kaya, cinayeti altınları için işlediğini itiraf etti. Çift, tutuklandı. Gülhan'ın cenazesi, askeri eşinin yanınınca toprağa verildi.