Tuncer Bakırhan: Öcalan’ın Dinlenmesi Çözüm Sürecini Güçlendirir

Aliekber METE/ANKARA, – DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun son 50 yıl içinde pek çok kesimle görüşmeler yaptığını ifade ederek, “Ancak, komisyonun Öcalan ile de bir dinleme gerçekleştirmesi gerekiyor. Öcalan konuşacak olursa, çözüm ortamı daha da güçlenecek” dedi.

Bakırhan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı açıklamalarda, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi doğrultusunda kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun faaliyetlerine değinerek, “Dinlediğimiz tüm davetliler arasında, farklı bakış açılarıyla olsa da ortak bir nokta bulunuyordu; çözüm üretmek gerekli, ölümlerin son bulması şart. Eski meclis başkanları, eşit yurttaşlığın sağlanması gerektiğini vurgularken, akademisyenler sorunun köklerine inmenin ve zihniyet değişiminin önemli olduğunu, ekonomi kuruluşları ise işsizlik sorununa dair çözümler beklediklerini, hukukçular ise bu dönemin yeni bir toplumsal sözleşmenin oluşturulması için fırsat yaratmasının gerektiğini belirttiler. Bu taleplerin en etkileyici yansıması ise acı çeken ailelerden geldi. Katılımcı ailelerin hemen hemen hepsi, ‘Artık yeter, barış gelsin’ çağrısında bulundular. Biz de bu ailelerin beklentilerini karşılamak için çaba gösteriyoruz. İnsanlar barış istiyor, anneler çocuklarına kavuşmanın hayalini kuruyor. Zira ‘savaş’ demek, ‘veda’ demektir; barış ise ‘bir araya gelmek’ demektir. Umuyorum ki, TBMM bir an önce ailelerin çocuklarıyla buluşabileceği bir zemin oluşturur” ifadelerini kullandı.

Bakırhan, komisyonun dinlemelerinin büyük önem taşıdığına değinerek, “Komisyon, son 50 yılda etkilenen birçok kesimle iletişim kurdu; ancak Öcalan ile bir görüşmenin yapılması şart. Öcalan’ın sözleri, çözüm ortamını pekiştiriyor. Son 40 yılda ne zaman Öcalan konuştuysa, Türkiye’de çözüm, barış ve diyalog konuları gündeme gelmiştir. Öcalan, sunduğu barış vizyonuyla süreci aydınlattı. 100 yıllık bir konunun çözümünü tartışırken temkinli olmamalıyız, cesur davranmalıyız. Ön yargılarımızı bir kenara bırakmalıyız. ‘Bu görüşmeler yapılsın, şu noktaya gelinmesin’ gibi bir yaklaşım 100 yıllık bir süreçte geçerli olamaz. Öcalan ile görüşmeyi bir tabu haline getirmememiz gerekiyor. Demokrasiler tabularla değil, demokratik müzakerelerle gelişim gösterir” dedi.

‘TALEPLERİMİZ MAKSİMALİST DEĞİLDİR’

TBMM’nin yeni yasama yılını ‘çözüm yılı’ olarak belirlemesi gerektiğini ifade eden Bakırhan, “Bize sıkça ‘DEM Parti ne talep ediyor, çözüm önerisi nedir?’ diye soruluyor. Bu soruya açık bir şekilde yanıt vermek istiyorum. DEM Parti sadece belirli bir bölgeye değil, tüm Türkiye halkına hitap etmekte ve adaletin, özgürlüğün, eşitliğin temellerini atmak için çalışıyoruz. DEM Parti’nin somut talepleri arasında şunlar mevcut; anayasal yurttaşlık, keyfiliğin ortadan kaldırılması ve hukukun üstünlüğü, kayyumlar yerine halk iradesinin ön plana çıkarılması, basın ve ifade özgürlüğü için nefes alacak bir kamusal alan, anadil eğitimi hakkı, yerel demokrasinin etkin olduğu bir yönetim modeli talep ediyoruz. Terörle mücadele kanunu, ceza kanunu ve infaz yasası gibi temel yasaların ivedi bir şekilde yeniden düzenlenmesini, adalet ve iyileşme odaklı bir geçiş dönemi yasası hazırlanmasını istiyoruz. Hasta ve siyasi tutukluların serbest bırakılmasını, cezaevlerinin rahatlatılmasını, siyasi sebeplerle sürgünde olan arkadaşlarımızın bir an önce yurda dönmesini talep ediyoruz. İnanın, sıraladığım taleplerden hangisi abartılı, hangisi maksimalist? Hiç biri değil; çünkü bunlar, asgari demokrasinin olduğu ülkelerde sorun olarak bile değerlendirilmez. DEM Parti bu düzenlemeleri 86 milyon insan için talep ediyor. Diyarbakır’daki anadil özgürlüğü neyse, İstanbul’daki adil yargı da odur” şeklinde konuştu.

Bakırhan, partisinin hiçbir siyasi partinin gölgesinde hareket etmediğini ve hiç kimsenin yedeği olmadığını sözlerine ekledi.