İSTANBUL, – Dünya genelinde endişeye neden olan H3N2 grip virüsü hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur, bu virüsün yeni bir tür olmadığını, ancak mutasyon geçirmiş bir versiyonu olduğunu aktardı. Prof. Dr. Badur, “Klasik grip virüslerinden daha hızlı yayılma kapasitesine sahip olan bu yeni varyant, belirli risk gruplarında daha ciddi belirtiler gösterebilir. Ancak mevcut aşılar, özellikle risk altında olan bireyler için bu yeni varyanta karşı koruyucu etki göstermektedir” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Selim Badur, H3N2 varyantının aslında bilinen bir virüs türü olduğunu ve yıllardır insanlarda dolaşımda bulunduğunu belirtti. İnfluenza A virüsünün, köken aldığı hayvanlardan insana geçerek, geçmişte ‘İspanyol gribi’ ve ‘Domuz gribi’ pandemilerine yol açtığını vurgulayan Badur, “Son yıllarda, İnfluenza A’nın H5 ve H7 alt tipleri yüksek ölüm oranlarına yol açan kuş gribi virüsleri ile ilişkilendirilmiş olsa da, bu virüsler insanlarda kalıcı bir enfeksiyon oluşturamamıştır” dedi.
Pandemi riski taşıyan virüslerin yanı sıra, özellikle H1N1 ve H3N2 tiplerinin mevsimsel grip vakalarıyla ilişkilendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Badur, “Bu tür virüsler birçok canlıyı enfekte edebilme özelliğine sahiptir. H3N2 virüsü ise sürekli olarak mutasyona uğrayarak sıklıkla değişim göstermektedir. Gündemdeki H3N2 varyantı, bilinen ve daha önceki türlerle ilişkili bir virüstür” dedi.
‘İNFLUENZA SEZONU BU YIL ERKEN BAŞLADI’
Prof. Dr. Badur, Japonya ve İngiltere’den gelen vaka artışlarıyla ilişkilendirilen H3N2 varyantının dünya genelinde tespit edildiğini belirtti. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) verilerine göre, bu yıl grip sezonunun, geçmiş yıllara oranla birkaç hafta daha erken başladığını ifade eden Badur, “H3N2 virüsleri, kuzey yarımkürenin 2024-2025 sezonunda yeniden önemli bir evrim sürecine girmiştir” dedi.
Yeni varyantın dünya genelinde yoğun bir şekilde dolaşımda olduğunu belirten Prof. Dr. Badur, “A/H3N2 subklad K, Avrupa’nın pek çok ülkesinde hızla yayılmaktadır. Bu virüs, klasik grip türlerine göre daha çabuk yayılma potansiyeline sahiptir ve bazı risk gruplarında daha ağır semptomlar oluşturabilir. Ancak, henüz ağır hastalıklara yol açtığına dair bir veri bulunmamaktadır” diye konuştu.
‘ÇAPLAR KORUMA BEKLENİYOR’
Prof. Dr. Badur, mevcut aşıların yüksek risk gruplarına karşı koruyucu etkisi olduğunu vurguladı. “İnfluenza A (H3N2) subklad K, önemli mutasyonlar göstermektedir. Ancak mevcut grip aşıları, bunlara karşı çapraz koruma sağlayabilir. Aşı, yüksek risk altındaki bireyler için hayati bir sağlık aracı olmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Grip virüsündeki değişimlerin kısmen bağışıklık sisteminden kaçmasına yol açtığını belirten Badur, “Mevcut grip aşıları, bu yeni varyanta karşı da koruma sağlamaktadır. Ancak, virüsün aşıdan tamamen kaçması pek olası değildir” dedi.
ŞİDDETLİ BELİRTİLER GÖRÜLÜYOR
H3N2 varyantı ile insanların daha önce karşılaşmadığını belirten Prof. Dr. Badur, “Grip virüsleri sürekli mutasyona uğruyor ve bazen daha yoğun farklılaşmalarla karşılaşabiliyoruz. Klinik bulgular arasında şiddetli titreme ve yüksek ateş gözlemlenmektedir. Ayrıca ishal ve bulantı gibi belirtiler de sık görülmese de hastalarda yaşanmaktadır” dedi.
Soğuk algınlığı, grip ve COVID-19’un belirtilerinin birbirine karışabileceğini, ancak bazı farklılıkların ayırt edici olduğunu vurgulayan Badur, “Grip genellikle aniden başlarken, soğuk algınlığı daha yavaş gelişir. COVID-19 ise tat ve koku kaybı ile karakterizedir” dedi.
Türkiye’de, okulların açılmasının ardından grip vakalarında artış görüldüğünü belirten Badur, “İstanbul’da yapılan testler sonucunda, grip vakalarının artış gösterdiği gözlemlenmektedir. Acil servis başvuruları da giderek yükselmektedir” dedi.
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Prof. Dr. Selim Badur, grip aşısı ve buna benzer önlemler için şunları hatırlattı: “Yüksek risk grubundaki bireylerin aşılanması oldukça önemlidir. Sağlık çalışanları ve belirli yaş gruplarındaki bireyler, hızlı bir şekilde aşı olmalıdır. Ayrıca, virüsün yayılmasını önlemek için erken tedavi sağlanmalıdır.”
“Enfeksiyon kontrol önlemlerine gerekli önem verilmelidir. Grip döneminde sağlık kurumları, hazırlık planlarını gözden geçirerek hastaların erken tespitini ve izolasyonunu sağlamalıdır. Kamu dostu kampanyalarla halkın aşılanma ve hijyen konularında bilgilendirilmesine önem verilmelidir. Aynı zamanda sürveyans çalışmaları güçlendirilmelidir” dedi.

