İZMİR, – Son günlerde yaygınlaşan zayıflama iğnelerinin istenmeyen gebelik riskini artırabileceği konusunda açıklamalarda bulunan Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Funda Göde, “Kilo vermek, yumurtlama düzenini yeniden sağlığına kavuşturabilir. Zayıflama ile hormonların dengelenmesi, polikistik over sendromu (PCOS) yaşayan bireylerde yumurtlamanın düzenli hale gelmesine yardımcı olabilir. Daha önceden düşük doğurganlık oranına sahip olan bireylerde bile gebelik şansı artabilir” şeklinde konuştu.
Zayıflama iğnelerinin iştahı azaltarak, insülin direncini düşürüp kilo kaybını kolaylaştırarak, PCOS gibi durumlarda yumurtlamayı destekleme potansiyeline sahip olduğunu kaydeden Bahçeci İzmir Tüp Bebek Merkezi’nden Doç. Dr. Funda Göde, “Kilo kaybı sonrası hormon dengesinin sağlanması, özellikle PCOS hastalarında yumurtlama sürecinin hızla normale dönmesini sağlayabiliyor. Gebelik arzusu taşıyanlar için bu durum avantajlı görünse de, korunma yöntemleri uygulanmadığında plansız gebelik olasılığı artış gösterebilir. Bunun yanı sıra bazı zayıflama ilaçları doğum kontrol haplarının etkinliğini azaltabilir. Bu nedenle, bu ilaçların kullanımı sırasında hekim önerisiyle doğum kontrol haplarının etkilerinin azalabileceği değerlendirilmelidir. Tedavi sürecinin başında ve her doz artışından sonra 4 haftalık ek korunma yöntemleri gereklidir” ifadelerini kullandı.
Zayıflama ilaçlarının vücuttan atılması konusunda ise Doç. Dr. Göde, GLP-1 grubundaki yüksek dozların doğum kusurlarına sebep olabileceği yönündeki verilerin sınırlı olduğunu belirtti. Küçük çaplı araştırmaların erken hamilelikte olumsuz bir etkisinin bulunmadığını ancak uzmanların, hangi yöntemi uygularlarsa uygulasınlar, bu ilaçların planlı gebelik öncesinde bırakılması gerektiğini savunduklarını vurguladı. “Uzun etkili GLP-1 ilaçları, vücut içinde yaklaşık 5-6 hafta boyunca aktif kalmaya devam etmektedir. Bu sebeple, bu ilaçların planlı gebelikten en az 2 ay önce kesilmesi önerilmektedir. Kısa etkili olanların atılım süresi daha kısa olduğundan en az 1 ay önce bırakılması yeterli sayılmaktadır. İlacın vücutta kalma süresi; doz, kullanım süresi ve bireyin metabolik hızı gibi unsurları etkileyebilir. Bu bekleme süreci, hem ilacın vücuttan atılması hem de hormon ve metabolizma dengelerinin gebeliğe hazırlığı açısından oldukça önemlidir. Bu dönemde dengeli beslenme, folik asit alımı ve yaşam tarzı değişiklikleri öneriyoruz ki gebelik sağlıklı bir zeminde başlasın” diye ekledi.
Kilo kaybının yumurtalıkların düzenli çalışmasına yardımcı olduğunu da vurgulayan Doç. Dr. Göde, “Aşırı kilonun hormonal dengenin bozulmasına ve yumurtlamanın kesilmesine yol açabileceğini belirterek, kilo kaybının insülin direncinin ve yüksek androjen seviyelerinin dengelenmesiyle birlikte yumurtaların sağlıklı çalışmasına katkı sağladığını ifade etti. Özellikle PCOS tanılı kadınlarda bu süreç daha hızlı işleyebilmektedir” dedi.
Doç. Dr. Göde, hastalarında kilo verdikten kısa bir süre içinde hamilelik haberi alan pek çok kişi olduğunu da belirterek, “GLP-1 zayıflama ilaçları, iştahı azaltıp kan şekeri dengesini iyileştirerek kilo kaybını hızlandırdığı için dolaylı yoldan üreme sisteminin de düzelmesine yardımcı olabilir. İnsülin direncinin azalması, testosteron seviyelerinin normale dönmesi ve adet döngüsünün düzenlenmesi doğurganlık şansını artıran temel etmenlerdendir. Ayrıca kilo kaybı erkeklerin üreme sağlığı üzerinde de etki yaratabilir. Fazla kilonun sperm sayısı ve hareketliliğini olumsuz etkileyerek, kilo verildiğinde sperm kalitesinde iyileşme sağladığını gösteren bulgular mevcut ancak daha detaylı ve uzun süreli araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Gebe kalmayı planlamayan çiftlerin zayıflama ilaçlarını kullanırken ve sonrasında etkili korunma yöntemleri uygulamaları gerekiyor. Hormonal dengenin hızlı bir şekilde sağlanabilmesi nedeniyle, plansız gebelik riski özellikle tedavi sürecinin ilk aşamalarında belirgin bir şekilde artma gösterebilir” ifadelerini kullandı.
Son olarak Anne ve bebek sağlığına yönelik tavsiyelerde bulunan Doç. Dr. Göde, “Bu ilaçların hamilelikte hangi güvenlik endişeleri barındırdığına dair kesin bilimsel veriler mevcut değil. Son dönemde yapılan küçük ölçekli araştırmalar, ilk trimesterde bu ilaçların kullanılmasının bebek gelişimine olumsuz bir etkisi olmadığını ancak bu örneklemin dar olduğunu ve uzun dönem sonuçlarının bilinmediğini gözler önüne sermektedir. Planlı gebelikler için bu ilaçların önceden bırakılmasının en güvenli yol olduğu ifade edilirken, plansız gebelik durumunda vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerektiği unutulmamalıdır” dedi.

