Bolu’nun güneyinde, doğal güzellikleriyle dikkat çeken Kıbrıscık ilçesi, son dönemde ilçe statüsünü kaybetme riskiyle gündeme gelse de, sahip olduğu zengin tarih ve kültür mirasıyla dikkatleri yeniden üzerine çekti. Kıbrıscık, hem Anadolu uygarlıklarının izlerini taşıyan derin bir geçmişe, hem de doğa ile iç içe yaşayan bir halk kültürüne sahip.
Kutsal Suların Diyarı: Kıbrıscık Adının Kökeni
Tarihçiler ve arkeologlar, Kıbrıscık’ın kökenini “Kyberis” adından türediğini belirtiyor. Hitit dilinde “Kuwa” veya “Suwa” öneki “kutsal” anlamına gelirken, “Kyberis” kelimesi “kutsal gür su” olarak çevriliyor. Günümüzde Aladağ Çayı’nın çevresinde yer alan bölge, antik çağlarda “Siberis Irmağı” olarak anılıyordu. Bu da Kıbrıscık’ın binlerce yıllık su ve doğa kültürüyle şekillenmiş bir yerleşim olduğunu gösteriyor.
Roma ve Bizans’tan Osmanlı’ya Uzanan Tarih
Kıbrıscık çevresinde yapılan arkeolojik araştırmalar, bölgenin Roma ve Bizans dönemlerinde aktif bir yerleşim merkezi olduğunu kanıtlıyor. Uludere’nin Belen köyü mevkiinde kayaya oyulmuş şapeller, keşiş odaları ve mezar yapıları, Bizans dönemine ait manastır kalıntılarına işaret ediyor.
Ayrıca, Sarma bölgesinde bulunan ve şu anda Bolu Müzesi’nde sergilenen sikkelerin Roma İmparatoru Büyük Konstantin dönemine (M.S. 307–337) ait olduğu belirlendi. Bu bulgular, ilçenin tarih boyunca hem dini hem de stratejik açıdan önemli bir yerleşim olduğunu ortaya koyuyor.
Osmanlı döneminde ise Kıbrıscık, Bolu Sancağı’na bağlı bir kaza olarak “Kıbrus” adıyla kayıtlara geçti. Oğuz boylarından gelen Türkmen yerleşimleriyle büyüyen bölge, uzun yıllar boyunca Köroğlu Dağları’nın eteklerinde hayvancılık ve tarım kültürüyle varlığını sürdürdü.
Kurtuluş Savaşı’nda Kıbrıscık’ın Rolü
Kıbrıscık, Milli Mücadele döneminde de aktif bir rol üstlendi. Arif Bey komutasındaki Kuvay-i Milliye birlikleri, 1920’de Bolu’daki isyanları bastırırken Kıbrıscık halkından büyük destek gördü. Kadınların cepheye cephane ve erzak taşıdığı, bölgenin milli direnişe moral kaynağı olduğu biliniyor. Bu destek, Kıbrıscık halkının Cumhuriyet’e bağlılığının en önemli göstergelerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Cumhuriyet’le Birlikte Yeni Dönem
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Bolu’ya bağlı bir bucak olan Kıbrıscık, 27 Haziran 1957 tarihinde çıkarılan 7033 sayılı kanunla ilçe statüsüne kavuştu. 1 merkez mahalle ve 22 köyden oluşan Kıbrıscık, yıllar içinde birçok idari ve demografik değişim geçirdi.
Ancak son yıllarda azalan nüfus nedeniyle ilçenin yeniden “köy statüsüne düşme” riski gündeme geldi. Belediye Başkanı Emin Tekemen, vatandaşlara “İkametlerinizi Kıbrıscık’a taşıyın, ilçemizi yaşatalım” çağrısında bulundu.
Doğasıyla Öne Çıkan Sakin İlçe
Kıbrıscık, sahip olduğu yaylalar, ormanlar ve Aladağ Çayı sayesinde doğa turizmi açısından büyük potansiyele sahip. Her yıl düzenlenen “Kıbrıscık Yayla Şenlikleri”, hem bölge halkını bir araya getiriyor hem de şehir hayatından uzaklaşmak isteyen doğaseverlere alternatif bir rota sunuyor.
Bugün Kıbrıscık, sadece tarihiyle değil; doğal güzellikleri, sessiz yaşamı ve Anadolu kültürünü yaşatmasıyla da öne çıkıyor. İlçe halkı, hem tarihine hem de doğasına sahip çıkarak bu köklü yerleşimi geleceğe taşımayı hedefliyor.
