‘Halsizlik ve geçmeyen ağrıların nedeni bu gizli hastalık olabilir’

Tarih:

İSTANBUL, – HALSİZLİK, yorgunluk, geçmeyen sırt ve bel ağrısı hayat kalitesini ciddi şekilde bozuyor. Bu şikayetlerin aslında kalp ve böbrekleri sessizce çökerten bir hastalığın habercisi olabileceğine dikkat çeken Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Paratiroid adenomu, yıllarca fark edilmeyebilen, ancak basit bir kan testiyle bile teşhis edilebilen sinsi bir hastalıktır. Ne yazık ki, teşhis geciktiğinde kalıcı sağlık sorunlarıyla da karşı karşıya kalabiliyoruz” dedi. Prof. Ayşan, bu nedenle halsizlik, yorgunluk ve yaygın vücut ağrıları olup bir türlü teşhis konulamayan hastalarda mutlaka kalsiyum değerine bakılması gerektiğine işaret etti.

Toplum tarafından da bilinmeyen paratiroid adenomunun, paratiroid bezinden kaynaklanan iyi huylu bir tümör olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri’nden Genel Cerrahi ve Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Biz ‘tümör’ dediğimizde hastalarımız hemen kanseri düşünüyor. Oysa bu bir kanser değildir ancak sinsi ilerleyen ve bu nedenle vücuttaki birçok organda kalıcı hasarlar bırakabilen bir hastalıktır. Şüphe edildiğinde ise basit bir kan testi ile tanı koymak mümkün. Bu hastaların kanında kalsiyum yüksek çıkar. Kandaki yüksek kalsiyum başta kalp ve damarlar olmak üzere vücuttaki birçok sisteme ciddi hasarlar verir. Halsizlik, yorgunluk ve yaygın vücut ağrıları olup bir türlü teşhis konulamayan hastalarda mutlaka kandaki kalsiyum değerine bakılmalı” dedi. Prof. Erhan Ayşan, “gizli hastalık” olarak tanımladığı paratiroid adenomunun sinsi seyreden ciddi bir hastalık olduğunu vurgulayarak hastalık hakkında detaylı bilgiler verdi.

BULGULAR ÇOK SİNSİ SEYREDİYOR

Prof. Ayşan, “Paratiroid bezleri vücudun en küçük organlarıdır ve temel görevleri kalsiyum dengesini sağlamaktır. Bunu da parathormon isimli bir hormonu salgılayarak yaparlar. Paratiroid adenomu ise bu bezlerden kaynaklanan ve kana fazla miktarda parathormon salgılayarak zarar veren iyi huylu bir tümördür. İyi huylu olması önemli çünkü ‘tümör’ kelimesi hastalarda hemen kanser kaygısı yaratıyor. Fazla parathormon salgılanması sonucu kanda kalsiyum yükseliyor. Yüksek kalsiyum damarlarda ve organlarda birikerek çeşitli hasarlar oluşturuyor. Bu hastalık ‘gizli hastalık’ olarak da bilinir. Bunun üç nedeni var: Paratiroid bezlerinin çok küçük olması, belirtilerin sinsi ilerlemesi ve ameliyat sırasında bu küçük bezleri bulmanın zorluğudur” diye konuştu.

‘KÖTÜ HUYLU BİR HASTALIK OLMASA DA TEDAVİ İÇİN AMELİYAT OLMAK GEREKİYOR’

Hastalığın seyrinin sinsi olması nedeniyle teşhis koymanın güç olduğunu ve dolayısıyla tedavinin de geciktiğini söyleyen Prof. Ayşan, “İnsanlar bize genellikle kötü huylu bir hastalıkları olduğu endişesiyle geliyorlar. Ancak bu kesinlikle kötü huylu bir hastalık yani kanser değildir. Burada bizim ilk işimiz hastalarımızı bu konuda rahatlatmak oluyor” diye konuştu. Bu hastalığın tedavisinde ameliyatın mutlaka gerekli olduğunu ise şu cümlelerle anlattı: “Çünkü kandaki kalsiyum yüksekliği çok önemli bir sorun. Dünya Sağlık Örgütü son yıllarda kalsiyumun kandaki üst sınırını 10,5’dan 10’a indirdi. Bu çok önemli. Çünkü biz tıpta normal değerlerin revize edilmesi durumuyla çok az karşılaşırız. Bu durum, gelişen teknolojiyle kandaki yüksek kalsiyumun vücuda ne tür zararlar verdiğinin son yıllarda daha iyi anlaşılmasıyla gerçekleşti. Sadece bu olay bile kandaki yüksek kalsiyumun ve buna neden olan paratiroid adenomunun ne kadar önemli bir hastalık olduğunu gösteriyor ve adenomun ameliyatla biran önce vücuttan uzaklaştırılmasının önemini ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.

ŞİKAYETLER BİRÇOK HASTALIKLA KARIŞTIRILIYOR

Prof. Ayşan, kandaki yüksek kalsiyumun en büyük hasarı kalp ve damar sistemine verdiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Kandaki fazla kalsiyum, damar duvarlarına tutunarak katmanlar oluşturuyor ve önce damarı daraltarak sonra da tıkayarak kan geçişini azaltıyor ya da engelliyor. Bu durum kalp damarlarında olursa kalp krizi, beyin damarlarında olursa inme yani felçler, böbrek damarlarında olursa kalıcı böbrek yetmezliği ve buna bağlı ömür boyu diyalize girme gibi sonuçlara neden oluyor. Paratiroid adenomu halsizlik, yorgunluk, sırt ve bel ağrısı gibi çok genel şikayetlere neden olduğu için çoğu zaman farklı hastalıklarla karıştırılabiliyor. Teşhis konulamadığında hastalar gereksiz tetkiklerle vakit kaybediyor. Oysa sadece kandaki kalsiyum düzeyinin 10’un üzerinde olması paratiroid adenomunu düşündürmeli.”

AMELİYAT TEK ÇÖZÜM

Kalsiyum değerinin 10’un üzerinde olmasının tanıda çok kritik olduğunun altını çizen Prof. Ayşan, “Paratiroid adenomu teşhisi konmuşsa mutlaka ameliyat gerekir. Ameliyatla adenom dediğimiz iyi huylu tümörün vücuttan çıkartılması gerekiyor. İlaçla tedavi mümkün değildir. Ameliyat öncesi ultrasonografi ve sintigrafi ile adenomun yeri tespit edilmeye çalışılır. Ancak bu her zaman başarılı olmaz. Yani ameliyat öncesi tetkiklerde her zaman adenomun yerini tespit edemiyoruz ne yazık ki. Böyle hastalarımızda ameliyat süresi uzayabilir, zorluk derecesi artabilir. Nitekim Endokrin Cerrahide meşhur bir söz vardır: Paratiroid ameliyatı ya 30 dakika sürer ya da 3 saat” dedi.

‘TEDAVİDEN SONRA HASTA KENDİNİ HEMEN İYİ HİSSEDİYOR’

Başarılı bir ameliyattan sonra hastalarda hızlı bir iyileşme görüldüğünü söyleyen Prof. Ayşan, yüksek kalsiyum kandan hemen çekildiği için hastaların ameliyattan sonra yataktan ilk kalkışlarında bile kendilerini daha iyi hissettiklerini söyledi. Prof. Ayşan, “Yıllardır devam eden halsizlik, yorgunluk, depresif bulgular da hızla düzeliyor ve hasta kendini çok daha dinç ve enerjik hissediyor. Özellikle genç ve orta yaş grubunda iyileşme süreci çok daha hızlı oluyor. İleri yaşta ise kemik döngüsü yavaş olduğu için iyileşme biraz daha uzun sürebiliyor” diye konuştu.

‘HALSİZLİĞİ OLANLAR KALSİYUMUNA BAKTIRMALI’

Başarılı bir ameliyattan sonra hastalığa bağlı kalp krizi, inme, böbrek yetmezliği gibi risklerin de ortadan kalktığına işaret eden Prof. Dr. Erhan Ayşan, sözlerini şu uyarılarla sonlandırdı:

“Nadir görülen bir hastalık olduğu için meslektaşlarımızın bu hastalığı düşünmesi ve ayırıcı tanıda yer vermesi de zorlaşıyor. Bu nedenle halsizlik, yorgunluk ve yaygın vücut ağrıları olup bir türlü teşhis konulamayan kişilerin sabah aç karna kalsiyum testi yaptırması çok önemli. Aile Sağlığı Merkezilerinde bile yapılabilen bu basit test, hayat kurtarıcı olabilir. Kalsiyum değeri 10’un üzerindeyse mutlaka bir endokrin uzmanına başvurulmalıdır.”

HABERİ PAYLAŞ:

En Son Haberler

DAHA FAZLA
MEDYA ÖZEL

Hamas, Gazze’de Ateşkes Anlaşmasını Duyurdu ve Arabulucuları Takdir Etti

Hamas, Gazze'de ateşkes anlaşmasına vardıklarını açıkladı ve bu süreçte Türkiye, Katar, Mısır ile ABD Başkanı Donald Trump'ın çabalarını takdir etti. Anlaşma, savaşın sona ermesini, işgalcilerin çekilmesini ve esir takasını içeriyor. Hamas, İsrail'in anlaşma şartlarını yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

İstanbul’da sabah saatlerinde etkili olan yağmur, trafik yoğunluğunu yüzde 80’e çıkardı

Murat SOLAK ve Özgür EREN'in İstanbul'da sabah saatlerinde etkili olan yağış nedeniyle trafik yoğunluğunun yüzde 80'e kadar çıktığı, Anadolu Yakası'nda ise bu oranın yüzde 90'a ulaştığı bildirildi. D-100 Karayolu'nda trafik durma noktasına geldi.

İstanbul’da Uyuşturucu Operasyonunda 4 Milyondan Fazla Hap ve Yüzlerce Kilogram Madde Ele Geçirildi

Emre KURT/İSTANBUL, (DHA) - İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul'daki uyuşturucu operasyonlarında 4 milyon 42 bin uyuşturucu hap ve 283 kilogram uyuşturucu madde ele geçirildiğini açıkladı. 11 şüpheli yakalandı.

Netanyahu, Gazze’deki ateşkes sonrası kabineyi toplayacaklarını açıkladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının ardından kabinenin toplanacağını ve İsrailli esirlerin geri getirilmesi için onay sürecine gireceklerini duyurdu.