Esad Sivri’nin Yeni Kitabı ‘Prestij 2.0’ Dijital İletişimi Derinlemesine İnceliyor

İstanbul’dan Melike Uslu ve Ataberk Kurt’un haberine göre, Kurumsal İletişim Koordinatörü ve yazar Esad Sivri, dijital ortamda markaların ve kurumların algılarını nasıl yöneteceklerini keşfettikleri yeni kitabı “Prestij 2.0 – Hiyerogliflerden Captionlara Dijitalleşen İletişim” ile okuyucularla buluştu. Kitabının içeriklerine dair görüşlerini paylaşan Sivri, “İnsanlar tarih boyunca kendilerini ifade etme arzusunda bulunmuştur. İlk insanlar, yaşamlarını mağaralardaki hiyerogliflerle ölümsüzleştirmeye çalıştılar. Biz de bu iletişim döngüsünün bir devamıyız. Günümüzde kurduğumuz dijital bağlantılar kaybolmuyor; aksine kalıcı bir yer kaplıyor. Bu da toplumda bir izlenim yaratıyor ve bu izlenim itibara dönüşüyor. İşte kitabımız bu temel fikri ele alıyor” dedi.

Esad Sivri’nin yeni kitabı “Prestij 2.0”, gelenekten dijital çağa geçiş sürecini detaylı bir şekilde inceliyor. Eser, bireylerin ve kurumların dijital dünyada nasıl algılandığını, bu görünürlüğü nasıl yöneteceklerine dair örnekler sunuyor. İletişim psikolojisinden sosyal medya sosyolojisine kadar birçok alana değinen kitap, ‘takip edilen birey’, ‘marka olarak birey’ ve ‘duygusal etkileşim’ gibi kavramlarla dijital çağın boyutunu analiz ediyor.

Sivri, “İletişim tarihinde her zaman bir şeyi anlatma isteği vardı. Mağaralardaki hiyerogliflerden bu yana insan, düşüncelerini temsil etmenin yollarını aramıştır. Bugün sosyal medya ortamında ise mesajlaşma kültürü, görsellerin baskınlığa geçmesiyle birlikte, küçük emojilerle duygularımızı ifade etmemizi sağlıyor. Bu anlatım ihtiyacı hiç değişmedi. Dijital ortamda yaptığımız iletişim kaybolmuyor; bunun yerine kalıcı bir iz bırakıyor. Bu durum, bireysel itibarı da etkiliyor. Kitabımızın ismi de buradan geliyor; bizim prestijimiz artık dijital alanda” şeklinde ifade etti.

Sivri, “Günümüzde kişisel ve kurumsal itibarın dijital ortamda korunması oldukça kritik. Alışkanlıklarımız, sabah gözümüzü açtığımızda ya da gece uyumadan önce ilk baktığımız şey telefonumuz olduğunda, dijital ile iç içe olduğumuzu gösteriyor. Bu durum, iletişimcilerin dijitalin etkisini sorgulamasını gerektiriyor. Bu kitabımda, iletişimin tarihi boyunca hiyerogliflerden günümüze kadar, hem markalar hem bireyler açısından dijitalleşme sürecini ele aldım. Artık herkes birer marka ve medya organı olarak görülüyor. Kişilerin ciddi takipçi kitlesi olan içerik üreticileri, hatta geleneksel medyanın ötesinde bir etkiye sahip” dedi.

Sivri, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Bir şirketin ya da markanın dijital görünümü, onun sanal evi gibidir. Bir restoran hakkında bir şeyler öğrendiğinizde ilk yaptığınız, o yeri internet üzerinde araştırmaktır. Web siteleri, sosyal medya profilleri ve onların paylaşımları, karar verme sürecinizi etkiliyor. Dolayısıyla oluşturduğunuz dijital izlenim, bugünün yanı sıra geleceğinizi de belirliyor. 90’lı yılların nesli olarak hem geleneksel hem dijital dönemleri deneyimledik. Ancak yeni nesil, dijitali doğuştan deneyimleyerek, yapay zeka ile şekillenen bir dünyada büyümeye devam edecekler. Bu kuşak sürekli dijital veriler bırakıyor. Herhangi bir bireyin dijital varlığı, artık iş bulma sürecini bile etkiler hale geldi. Bu yüzden gençlere önerim; dijital ayak izlerine ve dijital prestijlerine dikkat etmeleri.”