Bursa’da Taş İşlemeciliği Sanatını Yaşatan İsmail Hakkı Özak, 40 Yıldır Emeğini Taşlarından Çıkartıyor

Tarih:

Barış YILMAZ-Hüseyin SEZGİN/BURSA, – Bursa’da 40 yıldan bu yana doğal taş ve gümüş işleyerek takı üreten İsmail Hakkı Özak (60), küçük atölyesinde giderek unutulmaya yüz tutan taş işçiliği sanatını yaşatmaya çalışıyor. Kendi elleriyle doğadan topladığı taşları ustalıkla işleyerek özgün takılara dönüştüren Özak, hem el işçiliğini hem de Anadolu’nun doğal kaynaklarını vitrinine yansıtıyor.

Hititlerden Osmanlı’ya kadar uzanan tarihi geçmişiyle doğal taş işçiliği, özellikle Bursa, İznik ve çevresinde Roma döneminden bu yana süs eşyası yapımı için kullanılmaktadır. Geçmişte büyük ekonomik ve estetik değere sahip olan doğal taşlar, 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı saray atölyelerinde işlenmeye başlanmıştır. Ustalar; akik, firuze, zümrüt gibi taşları gümüşle birleştirip mücevher ve tespih gibi ürünler imal etmiştir. Sanayi üretiminin artması ile birlikte el işçiliğine dayalı taş işçiliği azalmasına rağmen, Türkiye’nin bazı bölgelerinde bu sanat küçük atölyelerde yaşamaya devam etmektedir. Günümüzde sayıları giderek azalan taş ustaları, modern üretim tekniklerinin etkisi altında kaybolma tehlikesi taşıyan bu geleneği yaşatmak için çaba gösteriyor. Bursa’daki küçük atölyesinde çalışan İsmail Hakkı Özak da bu ustalardan biridir.

TAKININ YAPIMI BİR GÜNÜ BULUYOR

Kentte, doğadan topladığı taşlarla 40 yıldır Nilüfer ilçesindeki atölyesinde özgün takılar üreten Özak, el emeğini ve Anadolu’nun doğal güzelliklerini bir araya getiriyor. Uluslararası fuarlarda Türkiye’nin taş işçiliğini ve yerli taşların tanıtımını gerçekleştiren İsmail Hakkı Özak’ın ürettiği bir takının yapım süreci ortalama olarak bir gün sürmektedir. Her bir parçayı tamamen el emeği ile hazırlayan Özak, taşları kesim, yontma, parlatma ve montaj aşamalarından geçirerek sabırla takıya dönüştürüyor. Taşların rengi, parlaklığı ve dokusunu koruyarak ortaya özgün takılar çıkaran Özak, bu sanatı gelecek nesillere aktarmak için mücadele ediyor.

‘İLK MEZUNUM’

Natural taş ve gümüş işçiliğini okullu olarak öğrenen Özak, “1985 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nin doğal taş işçiliği bölümünden mezun oldum. O dönemde bu bölümü Türkiye’de çok fazla kişi tercih etmiyordu. Yani ilk mezun benim. Metal işçiliği mezunuyum ve taş ile metalin birleştiği alan ilgimi çekti. O günden beri bu sanatla ilgileniyorum” ifadelerini kullandı.

‘BURSA’DA TEK USTAYIM’

Türkiye’de taş işlemeciliğinin tarihsel olarak saray çevresinde şeklini bulduğunu ancak zamanla unutulduğunu belirten İsmail Hakkı Özak, “Osmanlı döneminde bu sanat saray tarafından korunuyordu, fakat zamanla yok oldu. Şu anda Bursa’da taşı işleyen tek kişi olduğumu düşünüyorum” dedi.

‘TAŞLA GEÇİNİYORUM’

Taş işlemeciliğinin doğa ile olan ilişkisini aktaran Özak, “Sırt çantamı alıp, taş toplamak için arazilere gidiyorum. Her alanda taş bulmak mümkün değil, nerede ne taş olduğunu bilmek önemli. Topladığım taşları eskiz çizimlerine dönüştürüyorum. Hangi takı yapacağıma karar verdikten sonra kesim, yontma ve parlatma aşamasını gerçekleştiriyorum. Daha sonra taşları gümüşle bir araya getirip, takıya şekil veriyorum. Parlatma ve cila sürecinin ardından ürün tamamlanıyor. Doğada yaklaşık 4 bin mineral var, bunlardan sadece 100’ü takı yapımında kullanılabiliyor. Emeğimi taşlardan kazanıyorum. Ülkemizin taşlarının işlenerek değer kazanması gerektiğini düşünüyorum. Bu mesleğin unutulması moralimi bozuyor ancak işin keyfi taşa duyulan sevgiden kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

‘GENÇLER KATKIDA BULUNMALIDIR’

Doğada kolayca görünmeyen taşların ustalar için büyük anlam taşıyabileceğine dikkat çeken İsmail Hakkı Özak, her taşın kendine özel bir dili ve potansiyeli olduğunu vurguladı. Çırak yetiştirmenin zorluklarına da değinen Özak, “Benim yetiştirdiğim öğrenciler mevcut. Şimdiye kadar 10 kişiye bu sanatı öğrettim ama bu çıraklık süreci zorlu. Gençler hemen sonuç almak istiyor. Oysa bu, sabır isteyen bir meslek. Umarım daha sonraki nesiller bu sanatı sürdürür” dedi.

‘HİNDİSTAN’DA BİR MİLYON İŞÇİ VAR’

Doğal taşın Türkiye’de hak ettiği değeri görmediğini söyleyen Hakkı Özak bu konudaki düşüncelerini de paylaşarak şöyle ifade etti:

“Türkiye’de bu sanatı icra eden çok sayıda insan kalmadı. Zorluğu nedeniyle birçok kişi ithal taşlara yöneliyor. Ancak, piyasada bulunan her taş doğal değil ve bu da işi zorlaştırıyor. Yurt dışında Almanya ve Fransa’da düzenlenen fuarlara katıldım ve orada doğal taşlara büyük bir ilgi olduğunu gördüm. Türkiye’de de son zamanlarda merak artıyor fakat bu alanda daha fazla gelişim gerekiyor. Ülkemizin zenginliği doğal kaynakları ile değerlendirilmelidir. Biz taşlara emek vererek onları değerli kılıyoruz. Eğer bu iş yaygınlaşırsa ülke ekonomisine de büyük katkıları olur. Hindistan’da bu sektörde 1 milyon insan çalışıyor; bizde de bu bir sektör haline gelebilir.”

HABERİ PAYLAŞ:

En Son Haberler

DAHA FAZLA
MEDYA ÖZEL

Modern Dolandırıcılığın Yeni Yüzü: QR Kodlar

Teknoloji, çağımızın en büyük kolaylıklarından biri. Bankacılıktan alışverişe, kargo...

Kar Yağışı Uludağ’da Yeniden Başladı, Gece Boyunca Sürdü

Uludağ'da sabah saatlerinde başlayan kar yağışı, gün içerisinde karla karışık yağmura döndü, akşam yeniden etkili hale geldi. Gece boyunca aralıklarla kar yağışının devam etmesi bekleniyor. (Murat ÇOBANGİL/BURSA, DHA)

Milli Eğitim Bakanı Tekin: “Çocuklarımızın işçiliğe teşvik edilmesi söz konusu değil”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara Kitap Fuarı'nda yaptığı açıklamada çocuk işçiliğine teşvik etmediklerini, aksine çocukların beceri kazanmalarını hedeflediklerini belirtti. Tekin, muhalefetin eleştirilerine eleştirel bir yanıt vererek, eğitim süreçlerini modern ülkelerdeki uygulamalarla uyumlu hale getirmek istediklerini ifade etti.

Murat Kurum ve Anaclaudia Rossbach, Cenevre’de sürdürülebilir kentleşme üzerine görüşme yaptı

İsviçre'de BM Habitat İcra Direktörü Anaclaudia Rossbach ile bir araya gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye'nin sürdürülebilir yaşam alanları oluşturma çabalarını ve projelerini paylaştı.