Cevdet Yılmaz, Düzce Mutfak Sanatları Merkezi’nde iş insanlarıyla bir araya geldi.

İŞ DÜNYASIYLA GÖRÜŞTÜ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Düzce Mutfak Sanatları Merkezi’nde iş alanında faaliyet gösteren temsilcilerle bir toplantı gerçekleştirdi. ‘Düzce İş Dünyası Buluşmaları’ etkinliğinde konuşan Yılmaz, ana amacın enflasyonu düşürmek olduğunu ifade ederek, “Hedefimiz enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek. Bu süreçte büyümeyi ve istihdamı sürdürebilmek, ülkemizin maruz kaldığı büyük depremin yaralarını sarmak zorundayız. Tüm bu çabaların nedeni nedir? İnsanlarımız için. Sosyal refahı kalıcı bir şekilde artırmayı amaçlıyoruz, geçici değil. Üretkenliği artırarak ve rekabet gücümüzü yükselterek, kalıcı bir refah seviyesi oluşturmayı hedefliyoruz. Dünyanın zorlu bir süreçten geçtiğini unutmamalıyız. Belirsizlik endeksi şu anda oldukça yüksek seviyelerde. Ticaret savaşları ve jeopolitik gerginlikler ile dolu bir dünya ile karşı karşıyayız. Geçiş dönemindeyiz; eski dünya yavaş yavaş geride kalıyor. Kurallara dayanan daha serbest bir dünya düzeni ciddi şekilde sarsılmış durumda; yeni bir dünya dizayn ediliyor. Bu da beraberinde belirsizlikleri artırıyor. Ancak bu dönemler, doğru politikalar uygulayanlar için fırsatlar doğurabilir” şeklinde konuştu.

‘DÜNYA EKONOMİSİNE GÖRE YILLIK 1,9 PUAN DAHA YÜKSEK BÜYÜME ORANI’

Yılmaz, Türkiye’nin dünya ekonomisi ortalamasının üzerinde yıllık 1,9 puan daha fazla büyüdüğüne dikkat çekerek, şunları aktardı:

“Son 22 yılda, dünya ekonomisi ortalama yüzde 3,5 büyürken, Türkiye ekonomisi yüzde 5,4 oranında büyüme göstermiştir. Bu, yıllık bazda önemli görünmeyebilir ama 22 yıl süresince her yıl bu başarıyı sağlamak hiç de kolay değil ve bu çok anlamlı bir durum. Ülkeler arasındaki gelişmişlik farkının kapanması da buna bağlı. Siz ilerlediğinizde, diğerleri duruyor olamaz; herkes hareket halinde. Onlardan daha hızlı ilerlemeniz gerekiyor ki bu fark azalabilsin. Bugün, Türkiye ekonomisi dünya üzerindeki en büyük 17. ekonomidir dolar bazında. Satın alma gücüne göre ise 12. sıradayız. 2024 rakamlarına dikkate alarak bunları aktarıyorum. Geçtiğimiz gün IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımladı. Oradaki öngörüler gerçek olursa, bu yıl ve 2025 için dünyanın dolar bazında 16. en büyük ekonomisi olacağız. Satın alma gücü paritesine göre ise 11. sıraya yükseleceğiz. Avrupa’nın 4. büyük ekonomisi konumuna geleceğiz.”

Yılmaz, bu yıl toplam ekonomik büyüklüğün 1,5 trilyon doları aşmasını beklediklerini ifade ederek, “Kişi başına düşen gelirin 17 bin doları geçmesini tahmin ediyoruz. İhracatın 273,8 milyar dolara, turizm gelirlerinin ise 64 milyar dolara yükselmesini öngörüyoruz. Ülkemizin klasik sorunu olarak adlandırılan cari açık en önemli meselemiz. Bu konuda önemli bir iyileşme sağladığımızı belirtmek isterim; geçen yılki cari açık 10 milyar dolara kadar düşmüş durumda. Milli gelirin yüzde 0,8’ine karşılık geliyor ve bunun biri bile değil. Bu yıl ise yaklaşık 1,4 seviyelerine ulaşmayı hedefliyoruz. Tahminlerimize göre 2028’lerde yüzde 1,3 civarında kalabilir. Bu seviyenin yönetilebilir olması büyük önem taşıyor. Cari açık büyüdükçe başka sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Dış borç ihtiyacı artıyor ve bu durum finansal istikrarı tehdit edebiliyor. Cari açığın düşmesi, dış borç ihtiyaçlarını azaltır ve risklerin azalmasıyla birlikte borçlanma maliyetlerini düşürür. Hem kamu hem de özel sektör açısından bu gelişmeler değerli. İstihdamda da olumlu seyir devam ediyor. 2005’te ilk kez ölçtüğümüz istihdam bugünkü rakamlarla 32,6 milyon kişiye ulaştı; o yıllarda bu rakam 19,4 milyondu. Uzun bir süredir işsizlik oranımız tek haneli düzeylerde seyretti. Bunu korumak için yeni adımlar atmayı planlıyoruz. Gençler ve kadınlar için istihdamda yeni projeler geliştirmeyi irade ediyoruz.”

Finans sektörünün de güçlü bir yapıda olduğunu ifade eden Yılmaz, “Merkez Bankamız ciddi rezerv biriktirdi ve bu son dönemde tarihi rekorlara ulaştı; 189,7 milyar dolara kadar çıktı. Bu rezervler, olası şoklara karşı dayanıklılığı artırmakta. Ani değişikliklere karşı daha güvenli bir yapı sağlıyor. Kur korumalı mevduatı sonlandırdık; çok az bir miktar kaldı. TL’ye olan güven artış göstermekte. Mevduatlarımızda TL’nin payı yüzde 60’lara yaklaşırken döviz mevduatının oranı geriliyor. Bunlar sağlıklı gelişmeler. Enflasyon konusundaki sorunlar için de iyileşme süreci var. Geçen yıl ile bu yıl arasında enflasyonda yaklaşık 40 puanlık bir düşüş yaşandı. Yıl sonu itibarıyla Merkez Bankası’nın belirlediği hedef bandında bir enflasyon seviyesine ulaşmayı ümit ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Mutlu YUCA-Musa KESKİN/DÜZCE,