Türkiye İş Bankası, Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nde tarımda kadın girişimcileri buluşturdu.

İSTANBUL, – Türkiye İş Bankası, 15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü münasebetiyle ülkenin muhtelif bölgelerinde tarımsal faaliyetlerde yer alan girişimci ve çiftçi kadınları “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde buluşturdu.

Birleşmiş Milletler (BM), 2008 yılından beri çiftçi kadınların tarımsal üretim, kırsal kalkınma ve gıda güvenliğine katkı sağladığı önemli rolü gözler önüne sermek amacıyla her yıl 15 Ekim’de Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nü kutlamaktadır. Bu çerçevede İş Bankası, bu özel günü kutlamak için bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiği etkinlikte, üretim için emek harcayan çiftçi kadınlar geçmişten günümüze yaşam öykülerini anlattı.

‘Kadın Kooperatifleri Hem Ekonomik Hem de Sosyal Dayanışmanın Temsilidir’

Etkinliğin açılışında konuşan İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, Türkiye’de 5 milyon tarım üreticisinden 2 milyonunun kadın olduğunu belirtmesine rağmen, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı kadın sayısının sadece yüzde 15 civarında olduğunu ifade etti. Yılmaz, “Tarım sektöründe büyük yük taşıyan kadınlar, gelir dağılımı ve karar alma mekanizmalarında hala geri planda kalıyor. Dünya Bankası ve FAO’nun araştırmaları, kadınlar erkeklerle eşit fırsatlara sahip olsaydı, küresel tarımsal üretimden 1 trilyon dolar daha fazla gelir elde edilebileceğini ortaya koyuyor. Kadınların üretimi sadece miktarı değil, kaliteyi ve toplumsal refahı da arttırıyor. Bu nedenle kadına yönelik olumlu yaklaşımımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

Tarımda kadınların güçlenmesinin, açlıkla mücadele ve iklim değişikliği gibi çeşitli küresel hedeflerin gerçekleştirilmesi açısından kritik olduğunu vurgulayan Yılmaz, kadın kooperatiflerinin ekonomik faydaların yanı sıra sosyal dayanışmanın da önemli bir simgesi olduğunu ifade etti.

‘Kadın Üreticilere Çevrimiçi Pazarlara Erişim Kolaylığı’

Yeni Nesil Çiftçi Kadın Buluşmaları projesi kapsamında kadın üreticilere dijital pazarlama, markalaşma ve finansal okuryazarlık üzerine eğitimlərin verildiğini belirten Yılmaz, üretici kadınların İş Bankası’nın iştiraki olan Pazarama çevrimiçi alışveriş platformu vasıtasıyla komisyon ve kargo ücreti olmaksızın ürünlerini satabildiklerini, bu sayede Mart 2024 itibariyle 7 milyon TL’nin üzerinde gelir elde ettiklerini kaydetti. Ayrıca bu yıl düzenledikleri bir kampanya ile en fazla satış gerçekleştiren 3 kadın üreticiyi tarım sektöründeki başarılı deneyimlerini yaşamaları için Hollanda’ya gönderdiklerini ve önümüzdeki yıl 6 kadınla benzer bir teknik gezi düzenlemeyi hedeflediklerini açıkladı.

‘Kadınlar Birlikte Çalıştıklarında Marka Değeri Artıyor ve Daha Fazla Kazanç Elde Ediyor’

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Dr. Ayşegül Selışık, yaptığı konuşmada, dünya genelinde gıdaya erişim sorununun son derece önemli olduğunu vurguladı ve 2024 verilerine göre yaklaşık 720 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini, aynı zamanda doğal kaynaklar ve tarım işgücünün azaldığını belirtti. Sürdürülebilir bir geleceğin kırsal alanda kadınların güçlendirilmesiyle mümkünü hatırlattı.

Selışık, tarımın her zaman öncelikli hale getirilmesi gerektiğini, kadın çiftçilerin desteklenmesi gerektiğini ifade ederek kadın liderliğindeki kooperatiflere yönelik uygulamalar yürüttüklerini, yerel üretimin belirli standartlarla dijital pazara ulaştırılması için eğitimler verdiklerini ve şu anda 19 ilde 38 kooperatif ile iş birliği yaptıklarını anlattı. Selışık, “Kooperatifçilik mühimdir. Kadınların dayanışması da önemlidir. Kadınlar bir araya geldiğinde marka değeri yaratmakta, yüksek katma değerli ürünler üretebilmekte ve daha fazla kazanç sağlanmaktadır. Birlikte hareket edelim ve güç birliğimizi sürdürmeye devam edelim. Bu yıl ve sonrasında kooperatifçiliği güçlendirmeyi hedefleyelim” dedi.

Antalya’da koyun-keçi yetiştiriciliğiyle uğraşan Kamile Kıvrak, “Eşimle birlikte fabrikaya ve mermer ocağına çalışmaya gitmiştik. Fakat işler yolunda gitmeyince, eşim çoban olarak bir kasaba girdi. Ben de dedim ki, ‘Bu böyle yürümez; dişi keçileri alacağım ve yavrulayınca ödeme yapacağım’ dedim. O dönemde 60 keçi alarak başladım ve şimdi sayı 150’ye ulaştı. Ancak 6-7 tanesini kaybettim, bu benim yıllık kazancımı etkiledi” şeklinde konuştu.

Drone hakkında belediye başkanını aradığını kaydeden Kıvrak, “Düğünlerde kullananlar görmüşsünüzdür. Ben de onun sürüyü kontrol etmek için faydalı olacağını düşündüm. Çobanlık yaptığımızdan drone deneyimimiz yoktu. Belediye başkanına ulaştım ama çok ilgili olmadı. Sonra eşime, ‘Bu iş böyle gitmeyecek, kendi drone’umuzu alalım’ dedim. Araştırmalar sonucu nihayet bir drone aldık ve böylece çobanlık işimizi daha da kolay hale getirdik. Bu durum köydeki diğer çobanlara da örnek oldu” diye aktardı.

Kıvrak, “Her sabah erkenden kalkıyorum ve kahvaltımı yapıyorum. Çiftçilik nedeniyle erken kalkmak zorundayım. Kahvaltıdan sonra hayvanlarımın yanına gidiyorum. Drone sayesinde işimiz kolaylaştı. Sürüyü korumak ve yönlendirmek açısından çok faydalı oldu. Drone kamerası ile kaybolan hayvanları bulmakta da çok işe yarıyor. Kadınların her alanda başarılı olabileceğine inanıyorum. Kadın, hem anne olabilir hem de kendi işini kurarak başarılı bir girişimci haline gelebilir” şeklinde sözlerini tamamladı.

Meyve yetiştiriciliği yapan Cahide İmre ise, “Kendi işimi icra etmek istediğimde ailemden uzun süre olumsuz tepkiler aldım. ‘Çalışmanın ne gereği var?’ dediler. Fakat ben mücadelemi sürdürdüm ve ‘Kendi işimi kuracağım’ dedim. Çok çeşitli zorluklarla karşılaştım ama tha bunu başardım. Başlangıçta karadut reçeli yaparak başladım. Kaynaklarım kısıtlıydı ama kadınların desteğiyle birlikte bu işim 8 yıl süresince devam etti. Çiftliğimiz başlangıçta çok küçük bir hobi çiftliği gibiydi ama ağaçlarımı büyüterek iş alanımı genişlettim. Bodrum iklimi tropikal bitkiler için fazlasıyla uygun, sonucunda başarılı olduk” ifadelerini kullandı.

İmre, “Ağaçlarımız çoğaldıkça, meyve ve bunlardan katma değer elde etme yolları düşündük. Kadınların çaba gösterip pes etmemesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Hedeflerimize ulaşmak için mücadele etmek zorundayız. Önce kendimize güvenelim” dedi.

‘Kadınların Gücünden Elde Edilen Başarı Hikâyeleri’

‘Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı’ etkinliği kapsamında, tarımsal üretim alanında kendi öykülerini yazan kadınlar ilham verici hikâyelerini paylaştı. Antalya’da küçükbaş hayvan yetiştiren Kamile Kıvrak, 60 keçi ile başladığı serüveninde 200 hayvana ulaştığını dile getirdi. Koyunlarının kaybolması sonrasında ilgisini çektiği drone’u satın alma kararı aldığını, internetten eğitim alarak kullandığını aktardı.

Burdur’da su gereksinimi olmayan tarım uygulamalarıyla tanınan Toprağın Melekleri Dermokozmetik’in sahibi Dr. Ece Aynur Onur, ABD’de akademik kariyer yaparken, ailesinin kayıplarının ardından ata topraklarına dönüş yaparak, kuraklıkla mücadele ettiği köyde çiftçilik hikayesini paylaştı.

Van’ın Gevaş ilçesindeki Artos Kadın Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Songül Güleç, yurt dışına açılmayı hedefledikleri organik bal ve polen üretimi yaptıklarını anlattı. Arıcılık konusunda başlangıçta zorluklar yaşadıklarını, ancak zamanla diğer kadınların da katılım gösterdiğini ifade etti.

Kırklareli’ne yerleşen Çiğdem Onbey, beş inekle başlayan hikayesinde şimdi 70 inekle büyüyen bir çiftlik işletiyor. Iyotume çifti, çiftliğine hazırladığı bakım ve besleme süreçleri hakkında bilgiler verdi. Bodrum’da tropikal meyve yetiştiriciliği yapan Cahide İmre, geçmişte zorlu bir dönemi atlattığını ve tedavi için hayli mücadele ettiklerini, kadın benliğinden aldıkları destek ile başarıya ulaştığını söyledi.

Yahyalı’dan Menekşe Koyuncu, çocukken tarım ve hayvancılık yapmanın önemini keşfettiğini ve solucan gübresi üretimi gerçekleştirmek için uluslararası alanda eğitim aldı. Koyuncu, ayrıca doğal tarıma yönelik yöntemler geliştirdiğini ve kimyasal gübre kullanmadığını belirtti. Toprağın doğanın vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurguladı.