Yüksel Saymaz’ın Efsanevi Spikerlik Hikayesi, ‘Mikrofondaki Nefes’ Belgeseli ile Hayat Buldu

Tuçe GÖLCÜ-Ataberk KURT/İSTANBUL, – At yarışı spikeri Yüksel Saymaz’ın yaşam öyküsü, ‘Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz Belgeseli’ ile gün yüzüne çıkarıldı. Türkiye’de at yarışlarının sesi olarak tanınan Saymaz’ı konu alan bu belgesel, ilk kez 10 Eylül tarihinde Tay TV ekranlarında gösterime girdi. Belgeselin birçok önemli detayı bulunduğunu dile getiren Yüksel Saymaz, “Uzun yıllardır büyük bir tutkuyla bağlı olduğum bu mesleğin getirdiği heyecan, yıllar boyunca yaşadığım yarışan atların hızı dışında beni hayatta en güzel hediye ile buluşturdu; o da ‘Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz’ Belgeseli. Bu, 30 yıl önceye dayanan bir aşk hikayesi. Belgeseli herkes izlemeli. Azim, sevgi, karamsarlık, umut, heves ve emek hepsi bu hikayede mevcut” şeklinde konuştu.

Yüksel Saymaz, üniversite yıllarında harçlık kazanmak için ganyan bayisinde çalışmaya başladı. Kuponları toplayıp hipodroma götürüyordu. Bir gün hipodromun kapısında duyduğu sesle adeta büyülendi. Genç adam, yaşamının köklü bir değişikliğe uğrayacağının farkında değildi. Futbol kariyerine veda eden ziraat mühendisliği okuyan genç, şimdi o büyülü sesin peşine takılmıştı. O sesin sahibi ise ünlü at yarışı spikeri Gültekin Alpay’dı. Alpay, genç hayranının hayallerinden habersizdi; ancak Saymaz, okulunu bitirip hayat mücadelesine atıldı.

PTT’de işe başladı; fakat hayallerini unutmadı. Yıldızların peşinden koşarak yarış anlatma arzusunu sürekli canlı tuttu. Sonrasında o büyülü sesin peşine düşerek İstanbul’a gitti. Spikerlik tutkusunu taşırken, defalarca Türkiye Jokey Kulübü (TJK)’nun kapısını çaldı. Bir gün şansı döndü; Türkiye Jokey Kulübü’nden ‘Kabul’ yanıtı aldı. PTT’de spikerlik için özel izni de çıkmıştı. Her şey yolundaydı. At yarışı spikerliği, tutkusu haline gelmişti ve heyecanını milyonlarla paylaşıyordu. Ancak bir şikayetle hayatı tersine döndü. İki kurumun bir arada olamayacağı söylendiğinde, Türkiye Jokey Kulübü’nden ayrılmak zorunda kaldı. Hayalinin peşinden koşarak, birçok zorluğu aşarak Türkiye’nin en başarılı yarış anlatan spikerlerinden biri haline geldi. Yüksel Saymaz’ın bu etkileyici yaşam öyküsü, ‘Mikrofondaki Nefes – Yüksel Saymaz Belgeseli’ ile sonsuzlaştırıldı.

Türkiye’de at yarışlarının sesi olmayı başaran Saymaz’ı anlatan belgesel, ilk yayınını Tay TV’de 10 Eylül tarihinde gerçekleştirdi. İzleyicilerden olumlu tepkiler alan belgesel, şu an DSmart GO platformunun belgeseller bölümünde de bulunuyor.

SAYMAZ: ZOR GÜNLERDEN GEÇTİM

Hikayesine değinen At Yarış Spikeri Yüksel Saymaz, “Kendimi uzun yıllardır severek, aşkla bağlandığım mesleğimin o yarışlarla birlikte verdiği heyecanı yaşadım ki bunu belki de hayatta alabileceğim en değerli hediye ile taçlandırdım; o da ‘Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz’ Belgeseli. Bu, 30 yıl öncesine dayanan bir aşk hikayesidir. Rahmetle anıyorum; Gültekin Alpay’ın sesi beni spikerliğe yönlendirdi. Çok zorlu günlerden geçtim. O dönemde futbolcu olarak kariyer yapıyordum, üniversite okudum. At yarışları spikerliği, bir tesadüf üzerine kuruldu. O gün duydum o sesi ve peşine düştüm, bugüne geldim. Yıllar içinde bu işi icra etmek ve yarış severlerle paylaşmak bambaşka bir his. Spikerlik yaptığım süre boyunca kendimi de bir yarış sever olarak gördüm ve bunu hep dile getirdim. Yarış severlerin hissettiklerini mikrofon aracılığıyla onlarla aynı coşkuyla yaşamak istedim” dedi.

‘HER ŞEY TESADÜF’

Saymaz, “Belgeselde çok fazla detay var. Hevesle ve aşk ile başlayan ama yapabileceğim konusundaki kararsızlık yaşadığım çalkantılı dönemler de içeriyor. Ankara’da hipodrom yok; fakat orada yaşayıp eğitim alırken futbol oynuyorum. Heves ediyorum, sürükleyici şeyler yapıyorum ve sesimi bir yerlerde duyurmak için yarışmalara katılıyorum. Ardından İstanbul serüvenim başlıyor. Kendimi birilerine beğendirip sesimi duyurabilir miyim diye hafta sonları İstanbul’a gidiyorum. Umutla gittiğim yolda çoğu kez umutsuz olarak geri dönüyorum; hayatta her şeyin tesadüf olduğunu anlıyorum. Sonunda çok sevgiyle bağlandığım mesleğimi kazanıyorum. Bu süreçte başarı, hüzün, hayal kırıklığı ve meslekten kopuş dönemlerim var. Ziraat Mühendisiyim, PTT’de görev alıyorum, spikerlik yapıyorum. Bu yoğun yaşam içinde ara vermek zorunda kaldım ama dostlarımın desteğiyle tekrar mikrofonuma kavuşuyorum. Bu süreç, ben de güzel anılar bırakıyor” diye açıkladı.

‘HAYAT HİKAYEMİ GÜZEL DUYGU GEÇİŞLERİYLE KANITLADILAR’

Saymaz, “Geçtiğimiz sene Cumhurbaşkanlığı yarışı günü, yanımda her zaman destekçi olan dostum Hakan Cantınaz’ın beni programına konuk etmesi, yarışları anlattıktan sonra o heyecanı TAY TV’de anlık olarak paylaşmamız ile başlayan bu süreç devam etti. Hakan Cantınaz’a, Fatih Çalı’ya ve değerli yönetmenim Vakkas Aksu’ya teşekkürlerimi iletiyorum. Çok uzun ve meşakkatli günler geçirdik, başarılı çekimler ortaya koyduk. Her biri inanılmaz destek sağladılar, hayat hikayemi güçlü duygu geçişleriyle sunmayı başardılar. Bu benim için oldukça heyecan verici bir dönemeç oldu. İzlerken duygulanmam mümkünsüz. Yayınlandı, pek çok kez tekrar gösterildi ama hâlâ ‘Ne zaman, nerede yayınlanacak?’ diyen çok sayıda dostum ve arkadaşım var. İzlemeleri tavsiye ediyorum, bu hikaye azim, sevgi, umutsuzluk, umut, heves ve çalışma ruhunu içeriyor” dedi.

CANTINAZ: TAY TV’DE BELGESEL SERİMİZ DEVAM EDECEK

TAY TV Genel Yayın Yönetmeni ve projenin içerik danışmanı Hakan Cantınaz, “Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz Belgeseli, TAY TV belgesel serilerimizin üçüncüsü. Gerçekten çok sevinçli ve güzel projelere imza attık. Uzun fakat dikkatle ve özenle yürüttüğümüz bir çalışmanın sonucunda hayat bulan bir proje. Gelen geri bildirimler de gerçekten olumlu geri dönüşler sağladı. Başlangıçtan sonuna dek büyük bir keyif alarak çalıştık. ‘Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz Belgeseli’, yapılan emeklerin karşılığını izleyiciden güzel yorumlarla almış bir iş. TAY TV’de belgesel serimiz devam edecek” şeklinde ifade etti.

AKSU: YENİ ŞEYLERİN BAŞLANGICINI GÖSTEREN BİR HİKAYE

Projenin yönetmeni Vakkas Aksu, “Hipodrom; atları, jokeyleri, spikerleri ve izleyicileriyle muhteşem bir gösteri sahası. Bu gösteri dünyasını yaşatan aktörlerden biri de spikerlerdir. Onların sesi ve nefesleri yokken, bu renkli dünyanın bir tarafı eksik kalırdı. O canlı dünyanın renklendiren önemli isimlerden biri Yüksel Saymaz. Yüksel Saymaz’ın hikayesinde fevkalade bir azim, irade ve hedefe ulaşmak için verilen bir mücadele var. Tıpkı hayatın kendisi gibi inişler ve çıkışlarla dolu. Meslek yaşamında da inişler ve çıkışlarla karşılaşmıştır. Her şeyin bitiş noktasında aslında yeni bir başlangıcın olabileceğine dair bir hikaye bu. Bu projede ayrıca iletişim fakültesi öğrencilerine ders verilecek bir yaşam öyküsü mevcut. Vazgeçmemenin, çok çalışmanın ve kararlılığın neleri getirdiğini gösteren bir anlatım var. TAY TV’nin bize sunduğu yol çerçevesinde bu konuyla ilgili birtakım belgesel çalışmaları devam ettirmeyi düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.

ÇALI: HİKAYENİN ÇOK FAZLA RENGİ VARDI

Projenin koordinatörü ve yapımcısı Fatih Çalı ise şu sözleri kaydetti:

“Projenin bir yıl süren serüveni var. Projenin hayata geçişi, Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Cantınaz’ın Yüksel Saymaz’ı yöneticilerimizle tanıştırarak onun hikayesini anlatmasıyla şekillendi. Hikayenin pek çok rengi vardı. İçinde hüznü, muazzam bir azim ve sevinci barındırıyordu. Bu nedenle projeye girerken endişeye kapıldık çünkü 40-50 dakikaya sığdırmak istediğimiz bir hikaye var. Eğer bir kısmını atlayabilirseniz, anlatılmak isteneni kaybetmiş oluyorsunuz. Bu aşamada Vakkas Bey bize katıldı. ‘Keşke’ demeyeceğimiz bir proje ortaya çıkarmak için çalışmalara başladık. Gelen geri bildirimler de bunu doğruladı. Güzel bir proje ortaya çıktı; belki biraz uzun sürdü ama içimize sinen, yayın sonrası huzurla uyuyabildiğimiz bir iş oldu.”