İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu: Gazze’deki Ateşkes, Yeni Bir Emperyalist Dönemin İlanıdır

ANKARA, – İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Gazze’deki ateşkese dair yaptığı değerlendirmede, “Yaşananlar, Büyük Orta Doğu Projesi’nin yeni bir aşamasının duyurulmasından başka bir şey değildir. Ne Filistin halkı ne de Filistin için somut bir çözüm bulunmamıştır” şeklinde konuştu.

Dervişoğlu, TBMM’deki partisinin grup toplantısında, sözlerini sürdürerek, “Bugün net bir şekilde görüyoruz ki, emperyalizmin planı 7 Ekim 2023 tarihiyle başlamış olup, 24 aylık bir süre tanıdığı ve 2025 Ekim’de de yeni bir ateşkes düzenleyeceği öngörülmektedir. Zaman ilerledikçe, Gazze harabeye dönmüş, burada bulunan sığınaklar yok edilmiştir. Hamas’ın tünelleri yerle bir edilmiştir. Artık sırada, hafriyatın kaldırılması, yeni bir şehrin inşası ve yeni ihalelerle birlikte oluşacak ranttan pay alma dönemi başlamıştır. Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde, İsrail’in bölgedeki üstün gücü ile sağlanacak güvenliğe dair belirlenen hedefe ulaşmak için savaşın planlayıcıları, ‘şimdilik’ kaydıyla soykırıma ara vermiş durumdadır. Trump’ın İsrail Parlamentosu’ndaki ‘Altın Çağ’ ifadesi ve ‘Yeni Bir Orta Doğu inşası’ açıklamaları, Büyük Orta Doğu Projesi’nin ulaştığı son aşamanın bir yansımasıdır” dedi.

‘EMPERYALİZM ASLA SONA ERMEZ’

“Savaşı durdurduk” diyenlerin neden iki yıl beklediklerini ve niçin binlerce insanın ölümüne sessiz kaldıklarını sorgulayan Dervişoğlu, “Görüyorsunuz ki, olanlar, tam olarak Büyük Orta Doğu Projesi’nin yeni bir dönemeci olduğunu ortaya koyuyor. Ne Filistin halkı ne de bu topraklar için kalıcı bir çözüm yok. Eğer Gazze’yi bir oyun alanına döndürmeyi, insanları yaşadıkları yerlerden sürmeyi veya çok sonraları uygulanacak bir manda yönetimi uygun bir çözüm olarak görüyorsanız, bugün olup bitenin kamu yararına bir barış sağlama değil, sömürgeci güçlere kâr sağlamak amacıyla yapıldığını anlayabiliriz. Bu sahte barış hayaliyle insanları uyutmanın derdindeler. Olan bitenin anlık değerlendirmelerle geçiştirilemeyeceği gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekiyor. Bu, BOP’un geldiği noktadır. Güvence veriyorum ki yeni dönemde daha fazla kan ve gözyaşı ile karşılaşacağız. Gerçekleri gizlemeye çalışanlara inat; insanlara acılar çektirip bunun üstüne kâr elde etme gayesinde olanlara karşı, sömürgeci bir mentaliteyle hareket eden Barrack’ın bir gerçeği dile getirdiğini hatırlatmak isterim: ‘Barış, bir yanılgıdır. Gerçek anlamda barış depresif bir hayaldir ve asla gerçekleşmeyecektir.’ Bu sözler, başka bir gerçeği ifade etmektedir. Emperyalizm asla sona ermez, yalnızca şekil değiştirir” dedi.

‘GÜVENSİZLİK ENFLASYONUYLA YÜZLEŞİYORUZ’

Dervişoğlu, ekonomiye değinerek, “Döviz kurunu sürekli yapay ve masraflı bir şekilde baskılamanın, enflasyonu düşüremeyeceği artık anlaşılmalıdır. Bu cılız politikalar, halkımızın ve piyasanın beklentilerini kontrol altına almayı başaramamaktadır. Daha yüksek bir seviyede, piyasa enflasyonundan bile daha ağır bir güvensizlik enflasyonu yaşadığımız gerçeği gün geçtikçe artmaktadır. Vatandaşın 12 ay içerisindeki enflasyon beklentisi, yüzde 53 gibi çok yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Devletten vatandaşa, vatandaşın devlete olan güveninin bittiği bir dönemde; yarım asrı geride bırakmış olan sanayi devleri, üretimlerini başka ülkelere kaydırma yolunu seçmektedir. Ülkemizde kalanlar da üretimlerini durdurmuştur. Küçük işletmeler kepenk kapatmaktadır. Bugün yüzde 30’lar seviyesinde dile getirilen işsizlik oranı, bunun doğal bir sonucudur. İster işçi olsun, ister işveren, işsizler için de sabretme sınırları tükenmiştir. Bu ülkenin üreticisi ve emekçisi, artık sabır değil, çözümler beklemektedir. Türkiye ve insanımız bu denli acıya maruz kalmayı hak etmemektedir. 2,5 yıldır sürmekte olan bu sıkıntılı ekonomik programın yönetim kadrolarının süresi de dolmuştur. Daha önceki başarısız planların yine sonuç vermeyeceği açıktır. Ekonomi yönetimini elinde tutan Mehmet Şimşek’e buradan önerim şu: Kovulmadan istifa etmesidir” şeklinde konuştu.

‘SURUYA VE PKK TARAFINDAN TEHDİT ALTINDAYIZ’

Dervişoğlu, ‘Terörsüz Türkiye’ konusunu ele alarak, “Öcalan’ın savunucusu olanların barış çağrısı yaptığı, PKK’nın meşru kabul edildiği bir Türkiye’de, propaganda amacıyla sergilenen silahların çocukların elinde olduğu, uyuşturucunun okul önlerinde ve kumarhanelerin telefonlarda sergilendiği bir ortamda, bu bir terör algısı değil midir? Bu çeteler, yarın kartelleşip güçlendikleri zaman mı bu meseleye müdahale edeceksiniz? Bugün Suriye’deki gelişmelere dair hesaplamalar da, PKK’nın Suriye kolu YPG’nin varlığını konu edindiriyor. Bunu sorgulayan bizler dışında hiçbir ses yok. Bunu ‘devlet bekası’ diyerek kamufle etmeye çalışıyorlar. Halen bu durumu, iktidardan bir şeyler kapmaya çalışmak olarak devam ettiriyorlar. İmralı canisinin ‘silah bırakacaklar’ demesiyle kendilerini kandırmanın peşindeler; bunu Türk milletine de kabul ettirmeye çalışıyorlar. Sonuç? YPG’nin silah bırakmasını bir kenara bırakın, onların eğitimini sağlayanların istediği şekilde Suriye ordusu YPG’leşiyor” dedi.